Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 715

Hem de görür rızkını. ger insan kadar büyüse, havâssı
hayretfeza, hayatı şulefeşan, rü’yeti de berkâsâ bir nur-i
asumanî.
İnsan, bir kitle-i mevattan bir zîhayat değildir. Belki de
milyarlarla zîhayat hüceyratından mürekkep ve zîhayat
bir hücre-i insanî.
z¢=ù '
j{ o
In
Qƒo
°S Én
¡«p
a r
ân
Ñp
à`o
c z¢=ù'
j{ p
In
Qƒo
°ün
c n
¿Én
°ùr
fp
’r
G s
¿
p
G
(1)
n
Ú/
?p
dÉn
ÿr
G o
ø n
°ùr
Mn
G *G n
?n
QÉn
Ñn
àn
a
• • •
Maddiyyunluk Bir Taun-i Manevîdir
Maddiyyunluk bir taun-i manevî; beşere de tutturdu şu,
müthiş bir sıtmayı.
(HaşİYe)
Hem de ani çarptırdı bir ga-
zab-ı İlâhî. telkin, hem de taklit,
tenkide kabiliyet-i tevessüü nispeten, o taun da ediyor
tevessü ve intişar. telkini fenden almış, medeniyetten
taklit.
Hürriyet, tenkit vermiş; gururundan dalâlet çıkmış.
• • •
Vücutta Atalet Yok; İşsiz Adam,
Vücutta Adem Hesabına İşler
en bedbaht, sıkıntılı, muztarip, işsiz olan adamdır. zira ki
atalet, vücut içinde adem, hayat içinde mevttir.
sa’y ise, vücudun hayatı, hem hayatın yakazasıdır elbet.
• • •
maddiyyunluk:
maddeye tapar-
casına değer verme düşüncesi.
medeniyet:
şehirlilik, toplumda
yaşama ve kurallara uygun dav-
ranma, uygarlık,.
mevt:
ölüm.
muztarip:
sıkıntılı.
mürekkep:
birden fazla şeylerden
oluşan.
müthiş:
dehşete düşüren.
nispeten:
kıyasla, oranla.
nur-i asumanî:
göklerin nuru.
rızık:
Allah tarafından her canlı için
ayrılmış nimet.
rü’yet:
görme.
sa’y:
çalışma.
şulefeşan:
ışık saçan.
taklit:
birine benzemeye çalışma.
taun:
veba ölümcül felâket.
taun-i manevî:
manevî taun has-
talığı.
telkin:
öğüt verme, fikir aşılama.
tenkit:
eleştiri.
tevessü:
genişleme.
vücut:
varlık.
yakaza:
uyanıklık hâli.
zîhayat:
canlı.
zira:
çünkü.
adem:
yokluk.
anî:
birdenbire.
atalet:
tembellik.
bedbaht:
tâli’siz, bahtı kötü;
akılsız.
belki:
kesinlikle, bilakis.
berkâsâ:
şimşek gibi.
beşer:
insan, insanlık, âde-
moğlu.
dalâlet:
iman ve İslâmdan ay-
rılma; sapkınlık, doğru ve hak
yoldan ayrılma.
Eski Harb-i Umumî:
Birinci
Dünya Savaşı.
fen:
tabiat ilimleri.
gazab-ı ilâhî:
Allah’ın gazabı,
hiddeti, öfkesi; belâ, musibet.
ger:
eğer.
gurur:
boş şeylerle övünme,
böbürlenme.
haşiye:
dipnot.
havâs:
duyular, duygular.
hayat:
canlılık.
hayretfeza:
hayret verici.
hesabına:
adına, namına.
hüceyrat:
hücreler.
hücre-i insanî:
insan hücresi.
hürriyet:
özgürlük.
intişar:
yayılma.
kabiliyet-i tevessü:
genişle-
me, yayılma kabiliyeti.
kitle-i mevat:
ölü, cansız yı-
ğınlar.
HaşİYe:
eski Harb-i Umumîye işaret eder.
Eski said dönEmi EsErlEri
| 715 |
l
emaaT
1.
Şüphesiz insan, içerisinde Yâsin Suresi yazılmış “Yâsin” kelimesine benzer. “Yaratıcılık mer-
tebelerinin en güzelinde olan Allah’ın şanı ne yücedir. (Mü’minun Suresi: 14.)”
1...,705,706,707,708,709,710,711,712,713,714 716,717,718,719,720,721,722,723,724,725,...790
Powered by FlippingBook