Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 669

Hem muhteşem sanatı, mevazinle bağlıdır. Bir kere o bo-
zulsa, seyreyle gümbürtüyü; yerdeki çıplak adam, olsa
olsa değişir, kıyam ile kuûdu.
• • •
Müphem Bir Hüküm, Küllî Bir Hüküm Değil
(1)
nusus-i varidede kaziye-i mutlaka, bazen telâkki olur, ka-
ziye-i külliye! Vaktî münteşire, bazen telâkki olur,
kaziye-i daime. Belki onun sıdkına, bazı fert ve zamanın,
tahakkuku kâfidir. Meselâ denilir: Bir saatlik nöbeti bir
sene ibadettir.
evet, eskişehir’in sırtında, İnönü’nün önünde. Âyet işa-
ret eder: “Bir masumu öldüren, ger elinden gelirse be-
şeri de öldürür.”
öyle zaman oluyor; kelime-i vahide bir orduyu batırır.
otuz milyonun mahvı bir gülle ile olmuştur.
• • •
Bazılara Bir An Bir Senedir
Fıtratların bir kısmı birden bire parlıyor. Bir kısmı tedricî-
dir, şey’en şey’en kalkıyor. tabiat-ı insanî ikisine de
benziyor.
Şeraite bakıyor, ona göre değişir. Bazen tedricî gider. Ba-
zen dahi oluyor barut gibi zulmanî; birden bire fışkırı-
yor.
dırma, harabetme, perişan etme.
masum:
günahsız.
mevazin:
mizanlar, ölçüler,.
muhteşem:
hayranlık uyandıran,
haşmetli.
münteşir:
her yere yayılmış.
müphem:
belirsizlik.
nusus-ı varide:
akla gelen hü-
kümler.
sanat:
ustalık.
sıdk:
doğruluk, doğru söz, fiil ve
davranış.
şerait:
şartlar, durumlar.
şey’en şey’en:
ağır ağır, yavaş ya-
vaş.
tabiat-ı insanî:
insan fıtratı, insa-
nın ahlâkı, huyu, özelliği.
tahakkuk:
gerçekleşme.
tedricî:
yavaş, yavaş.
telâkki:
anlama, anlayış, görüş.
vaktî:
zamana ait olan.
zulmanî:
karanlıkla ilgili, karanlıklı.
âyet:
Kur’ân’ın her bir cümlesi.
barut:
anîden patlayıcı mad-
de.
bazen:
ara sıra.
belki:
kesinlikle, bilakis.
beşer:
insan, insanlık, âde-
moğlu.
fert:
birey.
fıtrat:
yaratılış.
ger:
eğer.
gülle:
top mermisi.
hüküm:
bir konuda verilen
karar.
ibadet:
Allah rızasına götüren
ve Allah’ın isteği doğrultusun-
da olan iş.
işaret:
delil, emare.
kâfi:
yeterli.
kaziye-i daime:
sürekliliği
olan hüküm.
kaziye-i külliye:
hüküm, tü-
rün bütünü için geçerli olan
hüküm. (İnsanlar konuşur) gi-
bi.
kaziye-i mutlaka:
hiçbir ihti-
mal gösterilmeyip, bir şeyin
şöyle olduğuna veya olmadı-
ğına açıktan açığa hükmolu-
nan kaziye, hüküm.
kelime-i vahit:
bir tek söz.
kere:
defa.
kıyam:
kalkma, ayağa kalk-
ma.
kuûd:
oturma.
küllî:
genele ait.
mahv:
yok, etme, ortadan kal-
Eski said dönEmi EsErlEri
| 669 |
l
emaaT
1.
Bu mebhas R/H 1337/1339 tarihli ilk baskı Lemaat’tan alınmıştır.
1...,659,660,661,662,663,664,665,666,667,668 670,671,672,673,674,675,676,677,678,679,...790
Powered by FlippingBook