Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 659

Kudretin Âyineleri Çoktur
kudret-i zülcelâl’in pek çoktur mir’atları. Her biri ötekin-
den daha eşef ve eltaf pencereler açıyor bir âlem-i mi-
sale.
sudan havaya kadar, havadan tâ esîre, esîrden tâ misa-
le, misalden tâ ervaha, ervahtan tâ zamana, zamandan
tâ hayale,
Hayalden fikre kadar muhtelif âyineler, daima temsil eder
şuunat-ı seyyale.
kulağınla nazar et âyine-i havaya: kelime-i vahide, olur
milyon kelimat.
Acip istinsah eder o kudretin kalemi; şu sırr-ı tenasülât.
• • •
Temessülün Aksamı Muhtelifedir
Âyinede temessül, münkasım dört surete: ya yalnız hüvi-
yet, ya beraber hasiyet, ya hüviyet hem şule-i mahiyet,
ya mahiyet hüviyet.
eğer misal istersen, işte insan ve hem şems, melek ve
hem kelime. kesifin timsalleri, âyinede oluyor birer
müteharrik meyyit.
Bir ruh-i nuranînin, kendi mir’atlarında timsalleri oluyor
birer hayy-ı murtabıt. Aynı olmazsa eğer, gayrı dahi ol-
mayıp,
yansıdığı ve filiz verdiği madde
ötesi âlem.
muhtelif:
çeşitli, değişik; pek çok.
münkasım:
çeşitli kısımlara ayrıl-
mış.
müteharrik:
hareketli.
nazar etmek:
bakmak.
ruh-i nuranî:
nuranî varlıkların
ruhları.
sırr-ı tenasülât:
üreyerek çoğal-
ma sırrı.
suret:
tarz, yol, şekil. biçim.
şems:
güneş.
şule-i mahiyet:
bir şeyin özelliğini
yansıtan parıltı.
şuunat-ı seyyale:
devamlı olarak
akıp giden işler, icraatlar, fiiller.
temessül:
yansıma, görünme.
temsil:
bir şeyin misli, benzerini
yapma.
timsal:
aynada yansıyan görüntü,
suret, resim.
acip:
hayrete düşürücü, hay-
ranlık uyandırıcı.
âlem-i misal:
dünyadaki eşya-
nın ve manaların hakikatleri-
nin ve misali hüviyetlerinin
yansıdığı ve filiz verdiği madde
ötesi âlem.
âyine:
ayna, bir şeyi olduğu gi-
bi yansıtma, gösterme.
âyine-i hava:
hava aynası.
daima:
devamlı.
eğer:
şayet.
eltaf:
çok lâtif, çok güzel ve
hoş.
ervah:
ruhlar, ruhlar âlemi.
esîr:
atomların içini ve tüm kâ-
inatı dolduran madde; lâtif,
nurdan kesif madde.
eşef:
çok şeffaf, çok parlak.
gayr:
başkası.
hasiyet:
hususiyet, özellik.
hayal:
zihinde tasarlanıp can-
landırılan şey, hülya.
hayy-ı murtabıt:
hayat ile
bağlantılı, canlı, diri.
hüviyet:
özellik, bir şeyin ma-
hiyeti, kimlik.
istinsah:
yazarak, yaparak ço-
ğaltma.
kelimat:
sözler.
kelime-i vahit:
bir tek söz.
kesif:
katı, yoğun.
kudret:
Allah’ın her şeye ye-
ten sonsuz gücü.
kudret-i Zülcelâl:
azamet sa-
hibi yüce Allah’ın gücü.
mahiyet:
bir şeyin iç yüzü.
melek:
Allah’ın nurdan yarat-
tığı varlıklar.
meyyit:
ölü.
mir’at:
ayna.
misal:
örnek.
misal âlemi:
dünyadaki eşya-
nın ve manaların hakikatleri-
nin ve misali hüviyetlerinin
Eski said dönEmi EsErlEri
| 659 |
l
emaaT
1...,649,650,651,652,653,654,655,656,657,658 660,661,662,663,664,665,666,667,668,669,...790
Powered by FlippingBook