Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 532

ÜÇÜNCÜ ŞUA:
zaman-ı maziye müracaat
.
Yani, sahife-i ulâ zaman-ı mazidir. İşte şu sahifede
dört nükteyi nazar-ı dikkate almak lâzımdır:
Birincisi:
Bir fende veyahut kasasta bir adam esas-
larını ve ruh ve ukdelerini ahzederek müddeasını ona bi-
na ederse, o fende hazakat ve maharetini gösterir.
İkincisi:
ey Birader! eğer tabiat-ı beşere ârif isen
bak. küçük bir haysiyetle, küçük bir davada, küçük bir
kavimde, küçük bir hilâfın sühulet ve serbestiyetle irtikâp
olunmadığına nazar edersen, gayet büyük bir haysiyetle,
nihayet cesim bir davada, hasra gelmeyen bir kavimde,
hadsiz bir inada karşı, her cihetten ümmîliğiyle beraber,
hiçbir cihetle akıl müstakil olmayan meselelerde tam ser-
bestiyetle, bilâperva ve kemal-i vüsuk ile alâ ruusi’l-eşhat
zikir ve naklinden, güneş gibi sıdkı tulû edeceğini göre-
ceksin.
Üçüncüsü:
Bedevîlere nispeten çok ulûm-i nazariye
vardır, medenîlere nispeten lisan-ı âdât ve ef’alin telkina-
tıyla ulûm-i mütearife hükmüne geçmişlerdir. Bu nükte-
ye binaen bedevîlerin hâllerini muhakeme için kendini o
bâdiyede farz etmek gerektir.
Dördüncüsü:
Bir ümmî, ulema meyanında mütedavil
bir fende beyan-ı fikir ederse, ittifakî noktalarda muvafık
olarak ve muhtelefü’n-fîhâ olan noktalarda muhalefet
edip, musahhihâne olan sözü; onun tefevvukunu, kesbî
olmadığını ispat eder.
ahzetmek:
almak, kabul etmek.
alâ ruusi’l-eşhat:
şahitlerin başları
üstünde.
arif:
bilen, bilgi sahibi.
bâdiye:
çöl, kır.
bedevî:
göçebe; çölde yaşayan; il-
kel, basit tarzda yaşayan, medenî
olmayan.
beyan-ı fikir etmek:
fikrini söyle-
mek.
bilâperva:
korkusuzca.
bina etme:
dayandırma.
binaen:
… den dolayı, nedeniyle.
birader:
kardeş.
cesim:
büyük.
cihet:
yön.
dava:
takip edilen fikir, iddia.
ef’al:
işler, ameller.
esas:
bir işin aslî usul ve kaideleri.
farz etme:
kabul etme, sayma.
fen:
uygulamalı bilim.
gayet:
son derece.
hadsiz:
sayısız.
hâl:
durum, vaziyet, keyfiyet; için-
de bulunulan durum ve şartların
bütünü.
hasr:
bir şeye, kişiye, konuya, me-
seleye has hale getirme.
haysiyet:
şeref, onur, itibar.
hazakat:
üstatlık, ustalık.
hilâf:
yalan.
hükmüne:
yerine.
inat:
bir konuda, bir hususta ısrarlı
olma, sözünde ayak direme.
irtikâp:
kötü bir fiil yapma.
ispat etmek:
delil ve sahit göste-
rerek doğruyu ortaya koymak,
doğruyu delillerle göstermek.
ittifakî:
birliktelik, birleşilen, bera-
ber olunan.
kasas:
hikâyeler, kıssalar.
kavim:
aralarında dil, âdet, örf,
kültür birliği olan insan topluluğu.
kemal-i vüsuk:
inanmanın son
derecesi, tam bir itimat.
kesbî:
sonradan edinilmiş olan,
sonradan kazanılarak olan.
lisan-ı âdât:
âdetlerin dili, anlatı-
mı.
maharet:
beceriklilik.
medenî:
hayat tarzı, bilgi seviyesi
bakımından yüksek durumda bu-
lunan; uygar, modern.
mesele:
konu, sorun.
meyan:
orta, ara.
muhakeme:
akıl yürütüp doğru
netice elde edebilme, tartma, de-
ğerlendirme, yargılama.
muhalefet etmek:
karşı çıkmak,
zıt fikirde olmak.
muhtelefü’n-fîh:
hakkında ihtilâf
olunan mesele, hakkında uyuşula-
mayan, ayrılık konusu.
musahhihâne:
tashih ederek, dü-
zelterek.
muvafık:
uygun.
müddea:
iddia olunan, iddia edi-
len şey.
müracaat:
geri dönme.
müstakil:
bağımsız.
mütedavil:
ellerde dolaşan,
kullanılan, tedavülde olan.
nakil:
anlatma, söyleme, hikâ-
ye etme.
nazar etmek:
bakmak, dikkat
etmek.
nazar-ı dikkat:
dikkatli bakış.
nihayet:
son derece.
nispeten:
kıyaslayarak, karşı-
laştırarak.
nokta:
konu, husus.
nükte:
ince ve derin anlam.
ruh:
cevher.
sahife-i ulâ:
ilk sayfa, birinci
sayfa.
serbestiyet:
özgür, hür.
sıdk:
samimîlik, doğru sözlü-
lük; bağlılık.
sühulet:
kolaylık.
tabiat-ı beşer:
insan yaratılışı,
insan karakteri.
tefevvuk:
üstün olma, üstün-
lük.
telkinat:
telkinler; öğretmeler,
öğretilen şeyler.
tulû etmek:
görünmek, mey-
dana çıkmak.
ukde:
düğüm, bağ.
ulema:
âlimler, bilginler.
ulûm-i mütearife:
yaygınla-
şan bilgiler, herkesin bildiği ve
tanıdığı ilimler.
ulûm-i nazariye:
teorik bilgi-
ler, nazarî ilimler, teoriler.
ümmî:
okuma yazması olma-
yan.
zaman-ı mazi:
geçmiş zaman.
zikir:
anma, hatıra getirme.
Ş
uaaT
-
ı
m
arifeTü
n
-n
eBî
| 532 |
Eski said dönEmi EsErlEri
1...,522,523,524,525,526,527,528,529,530,531 533,534,535,536,537,538,539,540,541,542,...790
Powered by FlippingBook