Bundan Yedi Sene Evvel
Bir Risaleme Yazdığım Zeyildir
(1)
w
'
¤n
Y o
In
Ó°s
üdGn
h zÉk
°†r
©n
H r
ºo
µ°o
†r
©n
H r
Ön
àr
¨n
j n
’n
h{ :n
?Én
b …/
òs
dG ! o
ór
ªn
ër
dn
G
n
?n
?n
g ¢o
SÉs
ædG n
?n
?n
g n
?Én
b r
øn
e{ :n
?Én
b …/
òs
d
p
¿
G m
ó s
ªn
?o
(2)
z r
ºo
¡n
µn
?r
gn
G n
ƒo
¡n
a ¢o
SÉs
ædG
(3)
o
ór
©n
HÉs
en
G:
Ş
u
zamanın medenî engizisyonu müthiş bir vesile
ile, bazı ezhanı telkih ile, bir kısım nameşru evlâdını vü-
cuda getirip, İslâmiyet’e karşı kinini ve hiss-i intikamını
icra eder. diyanetsizliğe veya lâubalîliğe veya Hristiyan-
lığa temayüle veya İslâmiyet’ten şüpheyle soğutmaya bir
kapı açmak ister.
(HaşİYe)
İşte o desise şudur
:
“ey Müslüman, bak! nerede bir Müslim varsa, binnis-
be fakir, gafil, bedevîdir. nerede Hristiyan varsa, bir
gıybet:
birinin arkasından çekiştir-
me, hoşlanmayacağı şekilde ko-
nuşma.
helâk olmak:
perişan olmak.
hiss-i intikam:
öç alma hissi, inti-
kam alma duygusu.
hitap:
konuşma, söyleme.
icra etmek:
bir kararı, bir düşün-
ceyi gerçekleştirmek.
ifrat:
aşırı düşkün, aşırı ileri giden.
kin:
gizli düşmanlık.
lâkin:
ancak, fakat.
lâubalîlik:
dine ve dini değerlere
saygısızlık.
medenî:
uygar, modern.
müslim:
İslâm dininden olan, Müs-
lüman.
müthiş:
dehşetli, korkunç.
nameşru:
meşru olmayan.
nüsha:
birbirinin aynı olan yazılı
metinlerden her biri, suret
risale:
kitapçık.
tefrit:
ifratın zıddı, aşırılık.
telkih:
aşılamak.
temayül:
yönelmek; ilgi duymak.
vesile:
bahane, sebep.
vücut:
var olma, var oluş, varlık.
zihnen:
düşünce olarak.
bedevî:
iptidaî tarzda yaşa-
yan, medenî olmayan.
binnisbe:
nispetle, bir derece-
ye kadar.
desise:
hile, oyun, aldatmaca,
düzen, entrika, dolap.
diyanetsizlik:
dinsizlik.
ehl-i tefrit:
aşırı sakınan, aşırı
geri duran.
engizisyon:
Hristiyanlıktan
uzaklaşan veya dinî esaslara
aykırı davranan kimseleri ce-
zalandırmak için kurulan Kato-
lik kilisesi mahkemeleri.
evlât:
çocuk.
ezhan:
zihinler, insanda akıl, fi-
kir, zekâ, hafıza, anlayış, kavra-
yış kudretleri.
fakir:
muhtaç, düşkün, yoksul.
gafil:
olanın bitenin farkında
olmayan.
HaşİYe:
Şu risalede beni belki ehl-i tefrit zannedeceksiniz. lâkin, benim
karşımda ve zihnen onlara hitap ettiğim adamları görseniz, onların ifrat-
ları derecesinde onlara ‘bir’ nispetinde tefritte bulunmuşum, göreceksi-
niz.
(4)
Eski said dönEmi EsErlEri
| 383 |
d
evaü
’
l
-Y
eis
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
2.
“Birbirinizi gıybet etmeyin.” (Hucurat Suresi: 12.) buyuran Allah’a hamd olsun.
“Kim ki ‘İnsanlar helâk oldu, insanlar helâk oldu’ derse, o onlardan daha çok helâk olmuştur.”
buyuran Efendimiz Muhammed’in (
ASM
) üzerine de salât olsun.
3.
Bundan sonra da.
4.
Bu haşiye ilk baskı nüshadan alınmıştır.