Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 375

İkinci Nükte:
Bu medeniyet-i hâzıranın harikaları be-
şere birer ni’met-i rabbaniye olmasından, hakikî bir şü-
kür ve menfaat beşerde istimali iktiza ettiği hâlde, şimdi
görüyoruz ki, ehemmiyetli bir kısım insanı tembelliğe ve
sefahate sevk ve sa’yi ve çalışmayı bırakıp istirahat için-
de hevesatı dinlemek meylini verdiği için sa’yin şevkini
kırıyor. Ve kanaatsizlik ve iktisatsızlık yolu ile sefahate,
israfa, zulme, harama sevk ediyor. Meselâ: risale-i
nur’daki nur Anahtarı’nın dediği gibi, radyo büyük bir
nimet iken, maslahat-ı beşeriyeye sarf edilmek ile bir
manevî şükür iktiza ettiği hâlde; beşte dördü hevesata,
lüzumsuz malâyani şeylere sarf edildiğinden tembelliği
radyo dinlemekle heveslenmeye sevk edip sa’yin şevkini
kırıyor. Vazife-i hakikiyesini bırakıyor. Hatta, çok men-
faatli olan bir kısım harika vesait, sa’y ve amel ve hakikî
maslahat, ihtiyacat-ı beşeriyeye istimal lâzım gelirken –
ben kendim gördüm– ondan biri ikisi zarurî ihtiyacata
sarf edilmeye mukabil, ondan sekizi keyif, hevesat, te-
nezzüh, tembelliğe mecbur ediyor. Bu iki cüz’î misale
binler misaller var.
Elhâsıl
: Medeniyet-i garbiye-i hâzıra, semavî dinleri
tam dinlemediği için, beşeri hem fakir edip ihtiyacatı zi-
yadeleştirmiş; iktisat ve kanaat esasını bozup israf ve hırs
ve tamâı ziyadeleştirmeye, zulüm ve harama yol açmış.
Hem beşeri vesait-i sefahate teşvik etmekle; o bîçare be-
şeri tam tembelliğe atmış. sa’y ve amelin şevkini kırıyor.
Hevesata, sefahate sevk edip ömrünü faydasız zayi edi-
yor. Hem o muhtaç ve tembelleşmiş beşeri, hasta etmiş.
lâzım:
gerekli, lüzumlu.
lüzumsuz:
gereksiz.
malâyani:
manasız, faydasız, boş.
manevî:
fikrî, hissî.
maslahat:
fayda, uygun.
maslahat-ı beşeriye:
insanlı€ın
faydası.
mecbur etmek:
zorunda bırak-
mak.
medeniyet-i garbiye-i hâzıra:
şimdiki Batı medeniyeti.
medeniyet-i hâzıra:
şimdiki me-
deniyet.
menfaat:
fayda.
menfaatli:
faydalı.
meselâ:
misal olarak.
meyil:
arzu, istek.
misal:
örnek, numune.
muhtaç:
ihtiyaçlı.
mukabil:
karşılık.
nimet:
Allah’ın lütuf ve ikramı.
nimet-i rabbaniye:
bütün mahlû-
katı idare ve terbiye eden Allah’ın
nimeti.
nükte:
ince manalı, düşündürücü
söz.
ömür:
hayat; yaşama süresi.
sa’y:
çalışma, çabalama, gayret et-
me, emek sarf etme.
sarf edilmek:
kullanılmak.
sarf etmek:
harcamak; kullan-
mak.
sefahat:
yasak şeylere, zevk ve
e€lenceye aşırı derecede düşkün-
lük.
semavî:
Allah tarafından olan, ‹lâ-
hî.
sevk:
gönderme; yönlendirme.
sevk etmek:
sürüklemek, yönlen-
dirmek.
şevk:
şiddetli arzu, aşırı istek ve
heves.
şükür:
nimet ve iyili€in sahibini ta-
nıma ve ona karşı minnet duyma.
tamâ:
hırsla isteme, şiddetle iste-
me.
tenezzüh:
gam ve keder gider-
mek için gezinme.
teşvik etmek:
heveslendirmek, is-
tek uyandırmak.
vazife-i hakikiye:
asıl, gerçek va-
zife.
vesait:
vasıtalar.
vesait-i sefahat:
sefahat, zevk ve
e€lence vasıtaları.
zarurî:
mecburî, zorunlu.
zayi etmek:
elden çıkarmak, telef
etmek.
ziyade:
artma, ço€alma.
ziyadeleştirmek:
artırmak, fazla-
laştırmak.
zulüm:
haksızlık, adaletsizlik.
amel:
bir insanın dinî emirler
ve yasaklara göre yaptı€ı iş,
hareket.
beşer:
insan, insanlık, âde-
mo€lu.
bîçare:
çaresiz, zavallı, şaşkın.
cüz’î:
pek az.
ehemmiyetli:
önemli.
elhâsıl:
özetle, sözün kısası.
esas:
usul, kaide.
hakikî:
gerçek.
haram:
dince yasak olan şey-
ler.
haram:
‹slâmiyetçe yasakla-
nan şeyler.
harika:
ola€anüstü vasıflar ta-
şıyan ve hayranlık hissi uyan-
dıran.
hevesat:
hevesler, nefsin ho-
şuna giden gelip geçici istek-
ler.
heveslenmek:
arzu, istek
duymak.
hırs:
aç gözlülük.
ihtiyacat:
ihtiyaçlar, lüzumlu
olan şeyler.
ihtiyacat-ı beşeriye:
insanlı-
€ın ihtiyacı olan şeyler.
iktisat:
her hususta ölçülü ol-
ma; tutum.
iktisatsızlık:
tutumlu davran-
mama.
iktiza etmek:
lâzım gelmek,
gerekmek.
israf:
gereksiz yere harcama,
savurganlık.
israf:
savurganlık.
istimal:
kullanma.
istirahat:
dinlenme, rahatla-
ma.
kanaat:
kısmete razı olma,
elindekiyle yetinme.
kanaatsizlik:
bulunana, hak-
kına razı olmama.
keyif:
zevk, e€lence.
Eski said dönEmi EsErlEri
| 375 |
H
uTBe
-
i
Ş
amiYe
1...,365,366,367,368,369,370,371,372,373,374 376,377,378,379,380,381,382,383,384,385,...790
Powered by FlippingBook