Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 374

ve istirahat meyli galebe çaldığından, bîçare beşeri hem
gayet fakir, hem gayet tembel eyledi. semavî kur’ân’ın
kanun-i esasîsi,
(2)
» '
©n
°SÉn
e s
’p
G n
¿Én
°ùr
f p
Ór
` p
d ¢n
ù r
«n
d @
(1)
Gƒo
ap
ô r
°ùo
J n
’n
h Gƒ o
Hn
ôr
°TG n
h Gƒo
?o
c
ferman-ı esasîsi ile beşerin saadet-i hayatiyesi iktisat ve
sa’ye gayrette olduğunu ve onunla beşerin havas, avam
tabakası birbiriyle barışabilir diye risale-i nur bu esası
izahına binaen kısa bir-iki nükte söyleyeceğim.
Birincisi:
Bedevîlikte beşer üç-dört şeye muhtaç olu-
yordu. o üç-dört hâcâtını tedarik etmeyen, on adette
ancak ikisi idi. Şimdiki garb medeniyet-i zalime-i hâzıra-
sı, suistimalât ve israfat ve hevesatı tehyiç ve havaic-i
gayr-i zaruriyeyi zarurî hacatlar hükmüne getirip, göre-
nek ve tiryakilik cihetiyle, şimdiki o medenî insanın tam
muhtaç olduğu dört hacatı yerine yirmi şeye bu zaman-
da muhtaç oluyor. o yirmi hacatı tam helâl bir tarzda te-
darik edecek, yirmiden ancak ikisi olabilir; on sekizi
muhtaç hükmünde kalır.
demek, bu medeniyet-i hâzıra, insanı çok fakir edi-
yor. o ihtiyaç cihetinde beşeri zulme, başka haram ka-
zanmaya sevk etmiş. Bîçare avam ve havas tabakasını
daima mübarezeye teşvik etmiş.
kur’ân’ın kanun-i esasîsi olan vücub-i zekât ve hur-
met-i riba vasıtasıyla avamın havassa karşı itaatini ve ha-
vassın avama karşı şefkatini temin eden o kudsî kanunu
bırakıp burjuvaları zulme, fukaraları isyana sevk etmeye
mecbur etmiş. İstirahat-i beşeriyeyi zirüzeber etti.
adet:
tane.
avam:
halkın alt tabakası, büyük
kısmı.
bedevîlik:
ilkel tarzda yaşayış; gö-
çebelik.
beşer:
insan, insanlık, âdemo€lu.
bîçare:
çaresiz, zavallı, şaşkın.
binaen:
-den dolayı.
burjuva:
zenginler sınıfı.
cihetinde:
durumunda; yönün-
den.
cihetiyle:
yönüyle.
daima:
sürekli.
esas:
asıl, temel.
ferman-ı esasî:
temel hüküm.
fukara:
yoksul.
galebe çalmak:
üstün gelmek.
Garb medeniyet-i zalime-i hâzı-
ra:
şimdiki merhametsiz batı me-
deniyeti.
gayet:
son derece.
gayret:
çalışma, çabalama.
hacat:
ihtiyaç, gerekli şey.
haram:
dince yasak şekilde.
havaic-i gayr-i zaruriye:
zarurî ol-
mayan ihtiyaçlar.
havas:
halkın ileri gelenleri, seç-
kinleri.
helâl tarz:
din bakımından günah
olmayan şekilde.
hevesat:
nefsin hoşuna giden is-
tekler.
hurmet-i riba:
faizin yasak oluşu.
hükmünde:
durumunda.
hükmüne:
durumuna.
ihtiyaç:
yoksulluk, muhtaç olma
durumu.
iktisat:
tutumlu olma; aşırı dav-
ranmama, her hususta ölçülü ol-
ma.
israf:
ihtiyaçtan fazlasını harcama,
savurganlık.
israfat:
israflar, lüzumsuz yere
harcamalar.
istirahat:
dinlenme, rahatlama.
istirahat-i beşeriye:
insanlı€ın hu-
zuru, rahatı.
itaat:
boyun e€me, uyma.
izah:
açıklama.
kanun-i esasî:
ana esaslar, ana
kanun.
kudsî:
kutsal, yüce.
mecbur:
zorunlu.
medenî:
uygar, modern.
medeniyet-i hâzıra:
şimdiki me-
deniyet.
meyil:
istek, arzu.
muhtaç:
ihtiyaçlı.
mübareze:
kavga, çatışma.
nükte:
ince manalı, düşündürücü
söz.
sa’y:
çalışma, emek sarf etme.
saadet-i hayatiye:
hayattaki
mutluluk.
semavî:
Allah tarafından olan,
‹lâhî.
sevk etmek:
yöneltmek, gön-
dermek.
suistimalât:
kötü kullanmalar.
şefkat:
severek, merhametle
yardım etme.
tabaka:
topluluk, sınıf, zümre.
tedarik etmek:
hazırlamak,
sa€lamak.
tehyiç:
heyecanlandırma, coş-
kunluk verme.
temin etmek:
sa€lamak.
teşvik etmek:
isteklendirmek,
gayrete getirmek, tahrik et-
mek.
tiryakilik:
alışkanlık, ba€ımlı-
lık.
vasıta:
bir şeyin gerçekleşme-
si için kullanılan şey.
vücub-i zekât:
zekâtın vacip,
şart oluşu.
zarurî:
mecburî, zorunlu.
zirüzeber:
darmada€ın.
zulüm:
haksızlık, adaletsizlik.
H
uTBe
-
i
Ş
amiYe
| 374 |
Eski said dönEmi EsErlEri
1.
Yiyin, için, ancak israf etmeyin! (A’raf Suresi: 31.)
2.
İnsan için çalıştığından başkası yoktur. (Necm Suresi: 39.)
1...,364,365,366,367,368,369,370,371,372,373 375,376,377,378,379,380,381,382,383,384,...790
Powered by FlippingBook