enmuzeci olan İslâmiyet milliyeti size emr-i kat’î ile em-
rediyor ki, tâ her biriniz umum İslâm’ın ma’kes-i hayatı
ve hamî-i saadeti ve umum millet-i İslâm’ın ferdî bir mi-
sal-i müşahhası olunuz. Şimdiki gibi bir şahıs de€il, bir
millet kadar büyüyeceksiniz.
(1)
zira, maksadın büyüme-
siyle himmet de büyür. Ve hamiyet-i İslâmiyenin galeya-
nıyla ahlâk da tekemmül ve teâlî eder.
Hem de, meşrutiyet-i meşrua denilen, dünyada beşer
saadetinin bir sebebi ve hâkimiyet-i milliyeyi temin ile ma-
kine-i hayatın buharı olan hürriyetteki irade-i cüz’iyeyi is-
tibdat ve tahakkümün belâsından kurtaran meşveret-i
şer’iyenin mâyesiyle mayalandıran meşrutiyet-i meşrua,
sizi herkes gibi imtihana davet ediyor ki, sinn-i rüşde bü-
lû€unuzu ve vasîye adem-i ihtiyacınızı görmek istiyor. İm-
tihana hazırlanınız. Mevcudiyetinizi ittihatla gösteriniz ve
hamiyet-i diniye-i millî ile fikir ve vicdan-ı şahsiyenizi
milletin kalb ve akl-ı müştere€i gibi gösteriniz. Yoksa, sıfır
çekecek ve şahadetname-i hürriyeti elinize vermeyecektir.
evet, mazinin sahralarında keşmekeşli€inize sebebiyet
veren, her birinizdeki meylü’l-a€alık ve fikr-i hodserâne
ve enaniyet; şimdi ise istikbalin saadetsaray-ı medeniye-
tinde fikr-i icada ve teşebbüs-i şahsiyeye ve fikr-i hürriye-
te inkılâp edecektir, inşaallah. Hatta diyebilirim ki:
ey şark vilâyetlerindeki vatandaşlarım! Başkalarının
sükûtî medreselerine nispeten, sizin gürültülü olan med-
reseleriniz bir meclis-i mebusan-ı ilmiyeyi gösteriyor.
Eski said dönEmi EsErlEri
| 163 |
d
ivan
-
ı
H
arB
-
i
Ö
rfî
inşaallah:
Allah isterse, Allah diler-
se, Allah’ın emri olursa, Allah izin
verirse manalarında kullanılan bir
dua.
irade-i cüz’iye:
cüz’î irade, insan-
da bulunan sınırlı irade, bir şeyi
yapmak veya yapmamak konu-
sunda Allah tarafından insanın
elinde bırakılmış istek.
islâmiyet milliyeti:
Müslümanla-
rın meydana getirdi€i İslâm kar-
deşli€i esası.
istibdat:
baskı ve zulüm.
istikbal:
gelecek, gelecek zaman.
ittihat:
aynı fikir ve görüşte ol-
mak, fikir birli€i etmek.
keşmekeşlik:
karışıklık; karmaşa.
ma’kes-i hayat:
hayatın aynası.
makine-i hayat:
hayatı döndüren
İlâhî makine, sistem, düzen.
maksat:
varılmak istenen nokta,
niyet, meram.
mayalanma:
istenilen kıvama ge-
tirme.
mâye:
maya; asıl, öz, esas.
mazi:
geçmiş zaman.
meclis-i mebusan-ı ilmiye:
seçi-
len ilim adamlarından oluşan
meclis.
medrese:
İslâm dünyasında dü-
zenli ö€retim kuruluşu, mektep.
meşrutiyet-i meşrua:
dine uygun
meşrutiyet; cumhuriyet; demok-
rasi.
meşveret-i şer’iye:
dine uygun
olarak fikir alış verişinde bulun-
mak, danışıp görüşmek.
mevcudiyet:
varlık.
meylü’l-a€alık:
a€a gibi olma iste-
€i.
millet-i islâm:
İslâm milleti, Müs-
lümanlar.
misal-i müşahhas:
açıkça görü-
nen misal, açıkça görünen örnek.
saadetsaray-ı medeniyet:
mede-
niyetle elde edilecek mutluluk ve
huzur sarayı.
sahra:
geniş ve susuz arazi, çöl.
sebebiyet vermek:
sebep olmak.
sinn-i rüşt:
erme ve olgunlaşma
yaşı.
sükûtî:
sessiz, suskun.
şahadetname-i hürriyet:
hürriyet
diploması.
şark:
do€u.
tahakküm:
zorbalık etmek, zorla
hükmetme.
teâlî etme:
yükselme, yücelme.
tekemmül etmek:
olgunlaşmak,
mükemmelleşmek.
temin etme:
meydana getirme,
ortaya koyma.
teşebbüs-i şahsiye:
özel girişim.
vasî:
koruyucu.
vicdan-ı şahsiye:
kişiye ait his ve
duygular.
zira:
çünkü.
adem-i ihtiyaç:
muhtaç
olmama, ihtiyaçsızlık, gereksiz
olmak.
akl-ı müşterek:
ortak akıl.
beşer:
insanlık.
bülû€:
erişme, ulaşma.
davet etmek:
ça€ırmak.
emr-i kat’î:
kesin emir.
enaniyet:
kendini be€enme,
bencillik, egoistlik.
enmuzeç:
numune, örnek.
fikr-i hodserâne:
başkalarının
düşüncelerine önem verme-
mek.
fikr-i hürriyet:
hürriyet fikri,
serbestlik, hürlük düşüncesi.
fikr-i icat:
yeni bir şeyler keş-
fetme fikri, düşüncesi.
galeyan:
coşmak, kaynamak.
hâkimiyet-i milliye:
millete
ait hakimiyet, ulusal egemen-
lik.
hamî-i saadet:
mutlulu€u hi-
maye edip koruyan.
hamiyet-i diniye-i millî:
İslâm
kardeşli€inin güçlenmesi ve
yerleşmesi için gayret göster-
mek.
hamiyet-i islâmiye:
İslâmiyet
için İslâmî gayeler u€runa fe-
dakârlıkta bulunma, çalış-
ma;İslâmiyete ait olan duygu
ve ba€ların korunma çabası.
himmet:
kalb iste€i ile gösteri-
len ciddî gayret.
inkılâp:
de€işim, dönüşüm.
1.
Bu cümle Osmanlıca teksir nüshadan ilâve edilmiştir.