soruyorlar. “türkiye’deki nur talebelerinden ve üstad-
ları olan said nursî’den bize malûmat ver” diyorlar. Ben
de bunlar hakkında kısa bir cevap vereceğim. Çünkü,
üstadın, nurun ve nur talebelerinin Arablarda hakkı ol-
duğu için, Arablar onlardan ciddî bahsetsinler. zira, İslâ-
miyetin madde-i esasiyesi olan Arablar risale-i nur’dan
ziyadesiyle fayda görmeye başlamışlar.
Bu nur talebeleri, risale-i nur’la hem türkiye’de,
hem bilâd-ı Arabda komünistliğe karşı muhkem bir sed
teşkil ediyorlar.
..................
risale-i nur ise, öyle geniş bir mikyasla intişar ediyor
ki, değil yalnız türkiye’de ve bilâd-ı İslâmiyede, hatta ec-
nebilerde de iştiyakla istenilir oluyor. Ve nurun talebe-
lerinin şevklerini hiçbir şey kıramıyor.
İşte, nur talebeleriyle nur risaleleri ve onların bu
büyük hizmet-i kur’âniyeleri demokrat Hükûmetinin bir
büyük hasenesidir ki, mübarek âlem-i İslâm’daki hareket-i
İslâmiye bu hükûmet-i demokrasiyi takdir ve tahsinle kar-
şılıyor. Bütün Irak ahali-i Müslimesi ki, Arab, türk, kürd,
İran, bu İslâmî hizmeti ve kudsî mücahedeyi kemal-i fe-
rahla karşılıyorlar. Ve türkiye’deki türk kardeşlerimiz,
garbın yanlış tesiratlarına karşı bunlarla mukavemet gös-
teriyorlar kanaatindedirler.
İsaAbdülkadir
ì®í
ahali-i müslime:
Müslüman ahali,
Müslüman halk, Müslüman top-
lum.
âlem-i islâm:
İslâm âlemi, İslâm
dünyası.
bilâd-ı arap:
Arap beldeleri, Arap
memleketleri.
bilâd-ı islâmiye:
İslâm beldeleri,
şehirleri, memleketleri.
ciddî:
gerçek olarak, hakikaten.
ecnebi:
başka ülke.
garp:
Batı, Batı ülkeleri.
hareket-i islamiye:
İslâmî hare-
ket.
| 758 | Emirdağ Lâhikası – ıı
hasene:
iyilik, sevap.
hizmet:
görev, vazife.
hizmet-i kur’âniye:
Kur’an
hizmeti.
intişar:
yayınlanma, neşrolma.
islâmî:
İslâm ile alâkalı, İslam’a
ait.
iştiyak:
aşırı isteme, çok fazla
arzu etme.
kanaat:
inanç.
kemal-i ferah:
mükemmel bir
ferahlık.
komünist:
bütün malların or-
taklaşa kullanıldığı ve özel
mülkiyetin olmadığı iddiasında
bulunan düzen in mensubu
olan kimse.
kudsî:
mukaddes, yüce.
madde-i esasiye:
esas madde,
asıl madde.
malûmat:
bilgiler, bilinen şey-
ler.
mikyas:
nispet, derece, ölçü.
muhkem:
sağlam, dayanıklı.
mukavemet:
karşı koyma, da-
yanma, direnme.
mübarek:
feyizli, bereketli.
mücahede:
savaşma, müca-
dele, uğraşma, çaba, gayret.
Nur:
Risale-i Nur.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
set:
mani, perde, engel.
şevk:
şiddetli arzu, aşırı istek
ve heves.
tahsin:
aferin deme, alkış-
lama.
takdir:
kıymet verme, be-
ğenme.
talebe:
öğrenci.
tesirat:
etkiler, tesirler.
teşkil:
oluşturma, şekillen-
dirme.
ziyade:
fazlasıyla.