gayret edilmişse de üç renk üzerine tab edilmesi fazla bir
masrafa ihtiyaç göstermesi gibi mânilerden geri kalmış-
tı. Bu defa matbaa işlerinde fazla ilerlemiş olan İtalya’ya
numune için bir cüz’ü gönderildi. İstanbul’da mümkün
olursa tab’ı için tekrar teşebbüse geçildi. Ve şimdilik bir
renk mürekkeple aynı tevafuku muhafaza ile tab edilme-
sine başka yerde başlanacak. ondan sonra inşaallah tam
yaldızlı olarak ve üç renkle Mısır ve Almanya veya İtalya
gibi bir yerde tab edilecek.
San i yen:
kur’ân’ın Arabî bir tefsiri ve risale-i
nur’un Arabî Mesnevî-i Şerifi olan ve zülfikar büyüklü-
ğünde ve altınla yazılmaya lâyık bir mecmua dahi inşaal-
lah teksir edilecek. Bu çok harika ve pek ehemmiyetli ve
gayet mühim ve herbir bahsi birer kitap ve birer risale
olacak derecede gayet îcazkâr olan ve kırk sene evvel te-
lif edilen bu eserleri, o zamanın hakikî ve meşhur ve bü-
yük ulema ve meşayihi de tam takdir ve tahsin etmişler.
Ve o risalelerden birtek risale hakkında “Bu bir katre de-
ğil, bir bahirdir” diyerek fevkalâdeliğini izhar etmekle be-
raber tam anlamaktan da âciz olduklarını idrak etmişler.
risale-i nur’un bu gayet mühim iki işini müjde ederiz.
Muvaffak olunması için dualarınızı bekleriz. Umumunuza
pek çok selâm eder, muvaffakıyetler dileriz.
(1)
»/
bÉn
Ñr
dGn
ƒo
g »/
bÉn
Ñr
dn
G
Kardeşleriniz
Ceylân,Zübeyir
ì®í
arabî:
Arapça.
bahis:
konu.
bahr:
deniz.
cüz:
Kur’ân’ın bölündüğü otuz kı-
sımdan her biri.
defa:
kere, kez, yol.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
ehemmiyetli:
önemli.
evvel:
önce.
fevkalâde:
olağanüstü.
gayet:
son derece.
hakikî:
gerçek.
harika:
olağanüstü.
icazkâr:
icazlı söz söyleyen.
idrak:
akıl erdirme, anlama,
kavrama kabiliyeti.
inşaallah:
Allah izin verirse.
izhar:
gösterme, açığa vurma.
katre:
damla.
lâyık:
yakışan, yaraşır, yakışır.
mâni:
engel, mania, set.
masraf:
harcama.
mecmua:
kitap, eser.
meşayih:
şeyhler, pirler.
muhafaza:
koruma.
muvaffak:
başarmış, başarılı.
muvaffakıyet:
başarı.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
numune:
örnek.
risale:
kitap, kitapçık.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
saniyen:
ikinci olarak.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme.
tab:
basım.
tahsin:
beğenme, güzel
bulma.
takdir:
kıymet verme, be-
ğenme.
tefsir:
Yorum, şerh.
teksir:
çoğaltma.
telif:
eser yazma.
teşebbüs:
girişim.
tevafuk:
uyma, uygunluk, bir-
birine denk gelme.
ulema:
âlimler, bilginler, ilim
sahipleri.
1.
Bâkî olan ancak Allah’tır.
| 742 | Emirdağ Lâhikası – ıı