Emirdağ Lâhikası - page 692

“Hatta rüesa-i kureyş’ten, resul-i ekrem Aleyhissalâ-
tü Vesselâmın eliyle gazve-i Bedir’de öldürülen übeyy ib-
ni Halef, mağaraya bakmış. Arkadaşları demişler: ‘Mağa-
raya girelim.’
“o demiş: ‘nasıl girelim? Burada bir ağ görüyorum ki,
Muhammed
(
AsM
)
tevellüt etmeden bu ağ yapılmış gi-
bidir.’”
Birden, bu ayet-i kerîmenin iki harfinde yani
r
ƒn
d
harfle-
rinde bir mu’cize gördüm ki, benim vehmim yerine yük-
sek bir lem’a-i i’caz bildim. Şöyle ki:
sure-i Ankebut Mekke’de nazil olduğu için, kureyş’in
imana gelmeyen reisleri peygambere (
AsM
) suikast ede-
ceklerini ve o suikastın içinde en zayıf ve en küçük bir
hayvan olan bir örümcek o reislerin o şiddetli hücumları-
na karşı mukabele edip galebe edecek. Yani örümceğin
hanesi olan ağ en zayıf bir perde iken, o kuvvetli reisleri
mağlûp edeceğini göstermekle ayet diyor ki:
“en zayıf bir hayvana mağlûp olacaklarını faraza bil-
seydiler, bu cinayete ve bu suikaste teşebbüs etmeyecek-
lerdi.”
İşte
(1)
n
?p
fn
ón
Ñp
H n
?«u
én
æo
f n
?r
ƒn
«r
dn
G
ayetinde bir kelime ile bir
mu’cize-i tarihiye gösterildiği gibi
(HaşİYe)
Mekke’de nazil
HaşİYe:
Mu'cizat-ı kur'âniyede
?p
fn
ón
Ñp
H n
?«u
én
æo
f n
?r
ƒn
«r
dn
G
ayetiyle gark olan Fi-
ravun’a der: “Bugün gark olan cesedine necat vereceğim” demesiyle
umum firavunların tenasüh fikrine binaen cenazelerini mumyalamak ile
aleyhissalâtü vesselâm:
‘salât ve
selam onun üzerine olsun’ anla-
mında Hz. Muhammed’e dua.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümlesi.
ayet-i kerîme:
Kur’ân’ın ayeti;
azamet ve şerefi olan ayet.
cenaze:
ölü bedeni, ceset.
cinayet:
bu derecede ağır suç.
faraza:
farz edelim ki, öyle saya-
lım ki, söz gelişi.
firavun:
kendilerini ilâh olarak ilan
eden Mısır kralları.
galebe:
galip gelme, üstünlük.
gark olma:
suya batma, boğulma.
1.
Bugün senin cesedini kurtaracağız. (Yunus Suresi: 92.)
| 692 | Emirdağ Lâhikası – ıı
Gazve-i Bedir:
Bedir Gazvesi;
Müslümanlar ile müşrikler ara-
sında Bedir kuyusu civarında
geçen, İslâm tarihinin ilk şid-
detli savaşı.
hane:
ev, mesken, beyt, ika-
met edilen yer.
kureyş:
kökü Hz. İbrahim’e
dayanan Peygamberimiz Hz.
Muhammed’in mensup ol-
duğu meşhur Arap kabilesi.
lem’a-i i’caz:
acze düşüren pa-
rıltı, mu’cizelik parıltısı.
mağlup:
yenilme, kendisine
galip gelinmiş.
mu’cize:
benzerini yapmaktan
insanların aciz kaldığı şey.
mukabele:
karşılık verme,
karşılama.
nazil:
nüzul eden, inen.
necat verme:
koruma, kur-
tarma.
resul-i Ekrem:
çok cömert,
kerîm olan peygamber, Hz.
Muhammed (asm).
rüesa-i kureyş:
Kureyş reis-
leri, Kureyş’in ileri gelenleri.
tenasüh:
ruhun bir bedenden
çıkıp başka bir bedene gir-
mesi.
teşebbüs:
girişim, bir işi yap-
mak için harekete geçme.
tevellüt:
doğma, doğum.
umum:
bütün, herkes.
vehim:
kuruntu.
1...,682,683,684,685,686,687,688,689,690,691 693,694,695,696,697,698,699,700,701,702,...1032
Powered by FlippingBook