Bismillah günefl gibidir. Baflkalarını tenvir ettiği gibi,
kendini de gösteriyor. Her nefes ve her dakika ruhlar ona
hava ve su gibi muhtaç olduğundan onun hakikatini her-
kesin ruhu hisseder. kalb ve hayal bilmese de ehemmi-
yeti yok. onun için beyan ve tariften müstağnidir.
Harfler ve cüzlerinden evvela
Ü
nin fenn-i sarfça bir
manası istianedir. Bir mana-i örfîsi teberrük manası
olmasından bu
Ü
nin merci-i müteallikı kendi
manasından çıkan
o
Ú/
©n
à°r
Sn
G
ve
o
øs
ª`n
«`n
`Jn
G
fiillerine bağlanıyor.
Veyahut
$G p
ºr
°ùp
H
’taki perdesinde
r
?o
b
(söyle)’den çıkan
r
CGn
ôr
bp
G
(oku) fiiline bakar. Yani: “Ya rabbi, ben senin isminin
yardımıyla ve onun bereketiyle okuyacağım. Her şey
senin kudretinle ve icadınla ve tevfîkinle olduğu gibi,
yalnız ve yalnız senin isminle başlıyorum.”
demek bismillahtan sonra
r
CGn
ôr
bp
G
okumak lâfzı, ahirinde
mukadder olmasından hem ihlâs, hem tevhidi ifade eder.
Ama
ºr
°Sp
G
kelimesi ise: Biliniz ki, zat-ı Vacibü’l-Vü-
cud’un bin bir esmasından bir kısmına “
Esma-iZatiye
”
denilir ki, her cihette, zat-ı Akdes’i gösterir. onun adı ve
onun ünvanıdır. “
Allah,Ehad,Samed,Vacibü’l-Vücud
”
ahir:
son.
beyan:
anlatma, açıklama.
bismillâh:
Besmele, Allah namına,
Allah için, Allah’ın adı ve izni ile.
Ehad:
zatı tek olan Allah.
ehemmiyet:
önem, değer, kıymet.
esma:
adlar, isimler.
evvelâ:
öncelikle.
fenn-i sarf:
sarf bilgisi. Arapça gra-
meri ve kelime yapılarından bah-
seder.
| 646 | Emirdağ Lâhikası – ıı
icat:
vücuda getirme, geti-
rilme, yoktan var etme, ibda.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
başka bir karşılık beklemeksi-
zin, sırf Allah rızası için yapma.
kudret:
Allah’ın bütün varlığı
çevreleyen ezelî kuvveti.
mana:
anlam.
mana-i örfî:
örfe ait mana; bir
şeyin halk arasında kullanılan
manası, halk arasında yaygın
bir şekilde ifade edilen mana.
muhtaç:
gerek duyan.
mukadder:
takdir olunmuş,
kıymeti biçilmiş.
müstağni:
minnetsiz, ihtiyacı
olmayan, muhtaç bulunma-
yan.
samed:
Cenab-ı Hakkın ‘her
şey kendisine muhtaç olduğu
halde, Kendisi hiç bir şeye
muhtaç olmayan’ manasın-
daki ismi.
tarif:
bir şeyi bütün vasıflarını
içine alacak şekilde anlatma.
teberrük:
hediye, armağan.
tenvir:
nurlandırma, aydın-
latma, ışıklandırma.
tevfik:
Allah’ın yardımı, başa-
rılı kılması.
tevhid:
Allah’ın bir olduğuna
inanma, birleme.
ünvan:
ad, isim, lâkap.
Vacibü’l-Vücud:
varlığı zarurî
ve zatî olan; varlığı başkasının
varlığına bağlı değil, kendin-
den olup ezelî ve ebedî olan
Allah.
Zat-ı akdes:
en mukaddes
zat, her türlü kusur ve nok-
sandan uzak ve pak olan zat;
Allah.
Zat-ı Vacibü’l-Vücud:
varlığı
mutlaka gerekli olan zat, Ce-
nab-ı Allah.