kur’ân’daki
r
?o
b ,r
?o
b
(söyle, söyle) lâfızlarının esası ve ana-
sı, bu bismillah’taki
r
?o
b
dür.
Buna binaen
r
?o
b
kelimesinde
risalet
e işaret olduğu gi-
bi, bismillahta dahi ulûhiyete remiz var ve
p
ºr
°ùp
H
deki
Ü
nin takdimi,
r
?o
b
ün besmelenin ahirinde mukadder olma-
sı hasr ve yalnız manasını ifade ettiğinden
tevhid
e işaret
ediyor. Yani, yalnız onun ismiyle başla ve medet al.
Ve rahman isminde
adalet
in nizamına ve rahmetin cil-
velerine işaret var. Çünkü, muhtelif, karmakarışık mev-
cudat, intizamı ile güzelleşmiş. Ve rahmetin cilvelerine
mazhar olabilir.
Ve rahîm’de
haşr
e işaret var. Çünkü, manasında hem
affetmek, hem rahmet ve şefkat etmek ve bu fânî dünya-
da o dört mana hakikati ile umumî bir surette görünme-
diğinden elbette bir diyar-ı âharda o manalar tamamıyla
tezahür edebilir. Hem rahmet ve şefkatin hakikati, diril-
memek üzere ölmekle kabil-i tevfik değildir. demek ra-
hîm’deki şefkat, parmağını cennete uzatmış gösteriyor.
Şimdi
(2)
p
øj
u
ódG p
?r
ƒn
j p
?p
dÉn
e
(1)
@ n
Ú/
ªn
dÉn
©r
dG u
Ün
Q !o
ór
ªn
ër
dn
G
e ba-
kınız!
Emirdağ Lâhikası – ıı | 643 |
medet:
inayet, yardım, imdat.
mevcudat:
mevcutlar, var olan
her şey, mahluklar.
muhtelif:
türlü türlü, çeşitli.
mukadder:
Allah tarafından
ezelde takdir olunmuş.
nizam:
düzen, düzgünlük; kaide,
kanun.
rahman:
sonsuz merhamet sahibi
ve şefkatle bütün varlıkları rızık-
landıran Allah.
rahmet:
Allah’ın kullarını esirge-
mesi, onlara maddî ve manevî ni-
metler vermesi.
remiz:
işaret, bir manayı ifade
eden veya bir manaya delalet
eden işaret ve şekil.
risalet:
elçilik, resullük, peygam-
ber olarak gönderilme.
şefkat:
karşılıksız sevgi besleme,
içten ve karşılıksız merhamet.
tevhid:
Allah’ın bir olduğuna
inanma, birleme.
tezahür:
görünme, belirme, or-
taya çıkma.
Ulûhiyet:
ilahlık, Allah’ın hakimi-
yeti ile kainattaki her şeyi kendi-
sine ibadet ve itaat ettirmesi.
umumî:
genel.
adalet:
her hak sahibine hak-
kının tam ve eksiksiz veril-
mesi, hakkaniyet, âdillik.
ahir:
son.
besmele:
Bismillâhirrahmanir-
rahîm (Rahman ve Rahim olan
Allah’ın adıyla.) cümlesinin adı.
binaen:
-den dolayı, bu se-
bepten.
bismillâh:
Besmele, Allah na-
mına, Allah için, Allah’ın adı ve
izni ile.
cilve:
tecelli, görüntü.
diyar-ı âhar:
başka, diğer
memleket.
fânî:
ölümlü, geçici.
hasr:
yalnız bir şeye veya ki-
şiye mahsus kılma.
haşir:
kıyametten sonra bütün
insanların bir yere toplanma-
ları, Allah’ın ölüleri diriltip
mahşere çıkarması.
intizam:
düzen, düzenlilik.
kabil-i tevfik:
yardım edilebi-
lir, mümkün olan bir yardım
ve destek.
lâfız:
söz, kelime.
mana:
anlam.
mazhar:
nail olma, şeref-
lenme.
1.
Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mah-
sustur. (Fâtiha Suresi: 2.)
2.
O hesap gününün sahibidir. (Fâtiha Suresi: 4.)