Emirdağ Lâhikası - page 644

(1)
!o
ór
ªn
ër
dn
G
da ulûhiyetin zahir iflaratı var. Çünkü, bü-
tün hamd Allah’a mahsustur. Ulûhiyeti gösterdiği gibi,
tevhid
i de gösteriyor.
evet,
!
deki
lâm
, ilm-i sarfça bir manası ihtisas ve is-
tihkaktır.
o
ór
ªn
ër
dn
G
deki
elif
,
lâm
bir manası istiğrakdır. de-
mek bütün hamdler Allah’a mahsustur. demek tevhidi,
kat’î ifade ediyor.
(2)
n
Ú/
ªn
dÉn
©r
dG u
Ün
Q
lâfzında hem
adalet
e, hem
nübüvvet
e
işaret var. Çünkü, on sekiz bin âlemin zerreden ve zerre-
lerden, sineklerden tut, tâ bin defa zeminden büyük sey-
yareler ve yıldızlara kadar gayet mükemmel bir muvaze-
ne, bir intizam, bir mükemmel terbiye, gayet mükemmel
bir adalet-i kübrayı gösteriyor.
Nübüvvet
e işareti ise: Madem nev-i beşerin fıtrî kuvve-
lerine sair hayvanat gibi had konulmamış, ondan tecavü-
zat çıkmış. Hem insan; maddî olduğu gibi, maneviyat ci-
hetinde de bütün kâinatla alâkadar olmasından, hilkat-i
kâinattaki hikmet-i âliye-i beşeriyeti, nizam ve intizam al-
tında olan çekirdek hükmünde olan istidadatı, inkişaf et-
tirmekle emanet-i kübra vazifesini yapmak cihetiyle
nü-
büvvet
zarurîdir ki:
n
Ú/
ªn
dÉn
©r
dG u
Ün
Q
deki
n
Ú/
ªn
dÉn
Y
içindeki yük-
sek makamını bulabilsin ve halife-i zemin olup melâikeye
rüçhaniyetini gösterebilsin.
adalet:
her hak sahibine hakkının
tam ve eksiksiz verilmesi, hakka-
niyet, âdillik.
alâkadar:
ilgili, ilişkili, münasebetli,
bağlı.
âlem:
dünya, cihan.
beşeriyet:
beşerîlik, insanlık.
emanet-i kübra:
büyük emanet,
en büyük emanet.
fıtrî:
tabiî, doğal.
gayet:
son derece.
had:
sınır.
halife-i zemin:
yerin halifesi; dün-
yadaki bütün varlıklar üzerinde ta-
sarruf eden.
hamd:
Allah’a karşı şükran ve
memnuniyetini onu överek bil-
dirme.
hayvanat:
hayvanlar.
hikmet-i âliye:
yüce hikmet, yük-
sek gaye.
hilkat-i kâinat:
kâinatın yaratılışı.
hükmünde:
değerinde, yerinde.
ihtisas:
bilgi, hüner, marifet.
ilm-i sarf:
Arap dilbilgisi ve gramer
ilmi.
inkişaf:
ortaya çıkma, gelişme.
intizam:
düzenlilik, düzgünlük.
istidadat:
istidatlar, kabiliyetler,
yetenekler.
istihkak:
hak etme, hak kazanma,
hakkı olma.
işarat:
işaretler, alâmetler, belirti-
ler.
kâinat:
evren; yaratılmış olan şey-
lerin tamamı, bütün âlemler.
kat’î:
kesin, şüpheye ve tered-
düde mahal bırakmayan.
kuvve:
kabiliyet, meleke, evsaf.
maddî:
madde ile alâkalı.
maneviyat:
mana alemine ait
olanlar, hisse ve inanca ait
şeyler.
melâike:
melekler.
muvazene:
denge, ölçü.
nev-i beşer:
insanoğlu, insan-
lar.
nizam:
düzen, düzgünlük;
kaide, kanun.
nübüvvet:
nebîlik, peygam-
berlik, Allah elçiliği.
rüçhaniyet:
üstün olma hâli,
üstün olmaklık.
seyyare:
güneşin etrafında
belli bir eğri çizerek dolaşan
gezegen, yıldız.
tecavüzat:
tecavüzler, saldırı-
lar, sataşmalar.
terbiye:
besleyip büyütme,
yetiştirme, eğitme.
tevhid:
Allah’ın bir olduğuna
inanma, birleme.
ulûhiyet:
ilahlık, Allah’ın haki-
miyeti ile kainattaki her şeyi
kendisine ibadet ve itaat et-
tirmesi.
zahir:
açık, aşikâr.
zarurî:
mecburî, zorunlu, ister
istemez.
zemin:
yeryüzü.
zerre:
en küçük parça, mole-
kül, atom.
1.
Hamd Allah’a mahsustur.
2.
Âlemlerin Rabbi.
| 644 | Emirdağ Lâhikası – ıı
1...,634,635,636,637,638,639,640,641,642,643 645,646,647,648,649,650,651,652,653,654,...1032
Powered by FlippingBook