Emirdağ Lâhikası - page 265

Mustafa Yeşil, pederiyle, hem kur’ân’a, hem nurlara
hizmetleri ve üç Alilerin gayret ve himmetleriyle o köy
masumları risale-i nur’a çalışmaları, değil yalnız beni,
belki umum nur Şakirtlerini tahsine ve şükre sevk eder.
Rab i an:
salâhaddin –Abdurrahman– ve Feyzi’nin
validesinin vefatı münasebetiyle yazdığı mektubun ahi-
rindeki kaziye taziyesi ve haşiyede benim ölümümü
kabul etmemesi ve gavs-ı Azam’ın bir kısım himayeti
Asa-yıMûsa
risalesine geçmesi diye beni sürurlarla ağ-
lattırdı. Ve safranbolu kahramanları Mehmed Feyzi ve
emin’in şehnamelerine iştirakleri ve merkez-i hükûmet-
te umumî bir Arabî hattı ve hurufu kursu açılması ve
Asa-yıMûsarisalesinin fütuhatına ve kerametine alâmet
olmasını müjdelemeleri, pek büyük bir inşirah vermesiy-
le bu kışın bütün çektiğim sıkıntıları hiçe indirdi.
denizli fedakâr çalışkanlarından tavaslı Molla Meh-
med’in sureten kısa, fakat manen uzun mektubunda, o
dahi ölümüme razı olmuyor ve haddimden çok ziyade
kıymet veriyor gördüm.
Hem ona, hem hapiste görüştüğüm kardeşlerimize,
hem Hasan Feyzi ve Hafız Mustafa ve arkadaşlarına bin-
ler selâm...
Umumkardeşlereselâmeden,
dualarınızıntiryakgibitesirini
görenkardeşiniz
SaidNursî
ì®í
Emirdağ Lâhikası – ı | 265 |
ve esenlik dileme.
selâm:
barış, rahatlık, selamet ve
esenlik dileme.
sevk:
yöneltme, gönderme.
sureten:
suret olarak, görünüş iti-
bariyle.
sürur:
sevinç, mutluluk.
şakirt:
talebe, öğrenci.
şehname:
“destan”sı anlatım.
şükür:
Allah’ın nimetlerine karşı
memnunluk gösterme, gerek dil
ile gerekse hal ile Allah’ı hamd
etme.
tahsin:
beğenme, güzel bulma.
taziye:
baş sağlığı dileme, yakını
ölen kimseyi teselli etme.
tiryak:
en iyi çare, baş ilâç.
umum:
bütün.
umumî:
genel.
valide:
ana, anne.
vefat:
ölüm.
ziyade:
çok, fazla.
ahir:
son.
alâmet:
belirti, işaret, iz.
arabî:
Arapça dili.
fedakâr:
kendini veya şahsî
menfaatlerini hiçe sayan, feda
eden.
fütuhat:
fethetmek, yayılmak.
Gavs-ı azam:
en büyük gavs,
Abdülkadir-i Geylânî Hazretle-
rinin namı.
haşiye:
bir kitabın sayfalarının
kenarına veya altına yazılan
açıklayıcı yazı, derkenar.
hat:
yazı-çizgi.
himayet:
kayırma, elinden
tutma.
himmet:
çalışma, çabalama,
gayret gösterme, emek sarf
etme.
huruf:
harfler.
inşirah:
ferahlama, göğsün
açılıp sevinç ve huzura kavuş-
turulması, rahatlama.
iştirak:
katılma.
kaziye:
iddiayı ispat etmek
maksadıyla ileri sürülen me-
sele.
keramet:
ermişçesine yapılan
iş, hareket veya söylenen söz,
fikir.
kıymet:
değer.
manen:
mana bakımından,
manaca.
masum:
küçük çocuk.
merkez-i hükümet:
hükümet
merkezi, ülkeyi idare merkezi.
münasebet:
vesile, -dan do-
layı.
Nur:
Risale-i Nur.
peder:
baba.
rabian:
dördüncü olarak.
razı:
rıza gösteren, hoşnut
olan.
risale:
kitap; Risale-i Nur.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
1...,255,256,257,258,259,260,261,262,263,264 266,267,268,269,270,271,272,273,274,275,...1032
Powered by FlippingBook