Barla Lâhikası - page 528

Œ
256
œ
(2)
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
í`u
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
Àn
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
(1)
@ /
¬p
ª°r
SÉp
H
(3)
o
¬o
JÉn
c
n
ôn
Hn
h$G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µ
r
«n
?n
Y o
?n
Ó°s
ùdn
G
Aziz, Sıddık Kardeşim Re’fet Bey!
Maşaallah şimdi siz ümit ettiğim tarzda risaleleri takip
ediyorsunuz ve yazıyorsunuz. Senin gibilerin az sa’yi da-
hi çok hükmündedir. Çünkü, çoklar size itimat edip, sizi
taklit eder. Sizin gibi ciddî kardeşleri, bu gurbet memle-
ketinde bulduğumdan, burası benim için hakikî bir vatan
hükmüne geçti, hakikî vatanımı unutturdu. Yazılan eser-
lerin yüksekliği, mehaz ve maden-i kudsîleri olan
Kur'ân’dan sonra sizler gibi muhatapların ciddî iştiyakları
ve tam tefehhümleridir. Siz beni bulduğunuzdan bir şük-
retseniz, ben sizi bulduğumdan dolayı bin şükrediyorum.
Mektubunda İsm-i Azamı sual ediyorsun. İsm-i Azam
gizlidir. Ömürde ecel, ramazanda Leyle-i Kadir gibi, es-
mada İsm-i Azamın istitarı mühim hikmeti var. Kendi
nokta-i nazarımda hakikî ism-i azam gizlidir, havassa bil-
dirilir. Fakat her ismin de azamî bir mertebesi var ki, o
mertebe ism-i Azam hükmüne geçiyor. Evliyaların İsm-i
Azamı ayrı ayrı bulması bu sırdandır. Hazret-i Ali’nin
(
RA
) Ercuze namında bir kasidesi
Mecmuatü’l-Ahzab
’da
var. İsm-i azamı altı isimde zikrediyor. İmam-ı Gazalî onu
Cünnetü’l-Esma
namındaki risalesinde, Hazret-i Ali’nin
zikrettiği ve ism-i azamın muhiti olan o esma-i sitteyi
azamî:
maksimum.
aziz:
izzetli, muhterem, saygın.
ciddi:
gerçek, hakikat.
ecel:
her canlının Allah tarafından
takdir edilen ölüm vakti.
Ercûze:
Hz. Ali tarafından yazılan
ve istikbalden haber veren vezinli
kaside.
esma:
adlar, isimler.
esma-i sitte:
Cenab-ı Hakk’ın altı
büyük ismi; Kuddüs, Adl, Hakem,
Ferd, Hayy, Kayyum.
evliya:
veliler, Allah dostları.
gurbet:
yabancı memleket, do-
ğup büyünülen yer dışında kalan
yerler.
hakikî:
gerçek.
havas:
bilgi ve yaşayışça üstün
olanlar, önde gelenler.
hikmet:
gaye, maksat.
hükmünde:
değerinde, yerinde.
hükmüne:
yerine, değerine.
İsm-i âzam:
Cenab-ı Hakkın bin
bir isminden en büyük ve mana-
ca diğer isimleri kuşatmış olanı.
istitar:
gizlenme.
iştiyak:
aşırı isteme, çok fazla ar-
zu etme.
itimat:
dayanma, güvenme.
kaside:
övgü maksadıyla yazılmış
şiir ve bu şiirin nazım şekli.
Leyle-i Kadir:
Kadir Gecesi,
Kur’ân-ı Kerîm’in dünya semasına
nazil olduğu gece, ramazanın 27.
gecesi.
maden-i kudsî:
mukaddes ma-
den, kutsal kaynar.
maşaallah:
Allah’ın istediği gibi,
Allah’ın istediği olur anlamında
hayret ve memnunluk ifade eden
bir ibare.
Mecmuatü’l-Ahzâb:
Şeyh Ahmet
Ziyaeddin Gümüşhanevî’nin üç
ciltlik dua kitabı.
mehaz:
menba, bir şeyin aslının
alındığı kaymak.
mertebe:
derece, basamak.
muhatap:
konuyla ilgili sayılan
kimse.
muhit:
ihata eden, kuşatıcı.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
nam:
ad, isim, lakap.
nam:
ad.
nokta-i nazar:
görüş açısı, ba-
kış açısı; görüş, fikir.
risale:
belli bir konuda yazıl-
mış küçük kitap, broşür.
risale:
Risâle-i Nur Külliyatını
meydana getiren kitaplardaki
her bir bağımsız bölüm.
sa’y:
iş, çalışma, çabalama.
sıddık:
çok doğru, dürüst,
hakkı ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
sır:
gizli hakikat.
sual:
sorma.
şükür:
Allah’ın nimetlerine
karşı memnunluk gösterme,
gerek dil ile gerekse hal ile Al-
lah’ı hamd etme.
takip etmek:
dikkatle dinle-
mek, anlamak.
taklit:
benzemeye veya ben-
zetmeye çalışma.
tarz:
biçim, şekil.
tefehhüm:
fehmetme, farkına
varmak, idrâk eylemek.
ümit:
umut, umma, ümit; ba-
zı şeylerin istediği yönde ol-
ması konusunda beslenen his.
zikir:
bildirme, bildirilme.
1.
Allah’ın adıyla.
2.
Hiçbir şey yoktur ki, Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Suresi: 44.)
3.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı üzerinize olsun.
| 528 | BARLA LÂHİKASI
1...,518,519,520,521,522,523,524,525,526,527 529,530,531,532,533,534,535,536,537,538,...720
Powered by FlippingBook