Cenab-ı Hak bunların emsalini ziyade etsin ve onları da
muvaffak etsin ve tarik-ı haktan ayırmasın, âmin.
p
¿'
Gr
ôo
?r
dG p
án
er
óp
îp
d Én
æp
fGn
ƒr
Np
G r
øp
e Én
ªo
¡n
dÉn
ã`r
en
Gn
h Én
ªo
gÉs
jp
Gn
h Én
æ`r
?u
an
h s
ºo
¡
s
?dn
G
p
¬r
«n
?n
Y n
¿'
Gr
ôo
?r
dG p
¬r
«n
?n
Y n
âr
dn
õr
fn
G r
øn
e u
?n
ëp
H À'
Vr
ôn
Jn
h t
Öp
ëo
J Én
ªn
c p
¿Én
Á/
’r
Gn
h
p
¿Gn
ƒn
?n
ªr
dG n
?n
?n
àr
NGÉn
e p
äÉn
ª«/
?r
°ùs
àdG t
ºn
Jn
Gn
h p
In
Ó°s
üdG o
?°n
†r
an
G
(1)
p
¿Gn
ôn
ªn
?r
dG n
QGn
O Én
en
h
Said Nursî
BARLA LÂHİKASI | 51 |
âmin:
Allah kabul etsin.
Cenab-ı Hak:
Allah; doğru,
gerçek, Hakkın tâ kendisi
olan, şeref ve azamet sahibi
yüce Allah.
emsal:
eşler, benzerler.
muvaffak:
başaran, başar-
mış, başarılı.
tarik-ı hak:
hak ve hakikat
yolu.
ziyade:
çok, fazla, artık.
1.
Allah’ım! Sevdiğin ve razı olduğun şekilde kendisine Kur'ân'ı indirdiğin Zat (Gece ve gün-
düz değiştikçe, ay ve güneş döndükçe ona en üstün salât ve selâm eyle!) hakkı için, bizi,
onları ve benzeri kardeşlerimizi Kur'ân ve iman hizmetinde muvaffak kıl.