"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

O nur olmazsa kâinat da, insan da hiçe iner

Risale-i Nur'dan
07 Ağustos 2024, Çarşamba
(Dünden devam)

BEŞİNCİ REŞHA

Hem o nur ile; kâinattaki harekât, tenevvüat, tebeddülât, tagayyürat, manasızlıktan ve abesiyetten ve tesadüf oyuncaklığından çıkıp, birer mektubat-ı Rabbaniye, birer sahife-i âyât-ı tekvîniye, birer merâyâ-i esma-i İlâhiye ve âlem dahi bir kitab-ı hikmet-i Samedâniye mertebesine çıktılar.

Hem insanı bütün hayvanatın mâdûnuna düşüren hadsiz zaaf ve aczi, fakr ve ihtiyâcâtı ve bütün hayvanlardan daha bedbaht eden, vasıta-i nakl-i hüzün ve elem ve gam olan aklı o nur ile nurlandığı vakit, insan bütün hayvanat, bütün mahlûkat üstüne çıkar. O nurlanmış acz, fakr, akıl ile niyaz ile, nazenin bir sultan ve fizar ile nazdar bir halife-i zemin olur.

Demek, o nur olmazsa, kâinat da, insan da, hatta her şey dahi hiçe iner. Evet, elbette böyle bedî’ bir kâinatta, böyle bir zat lâzımdır; yoksa kâinat ve eflâk olmamalıdır.

ALTINCI REŞHA

İşte o zat, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi, bir rahmet-i bînihayenin kâşifi ve ilâncısı ve saltanat-ı rububiyetin mehasininin dellâlı, seyircisi ve künuz-u esma-i İlâhiyenin keşşafı, göstericisi olduğundan, böyle baksan, yani ubudiyeti cihetiyle, onu bir misal-i muhabbet, bir timsal-i rahmet, bir şeref-i insaniyet, en nuranî bir semere-i şecere-i hilkat göreceksin; şöyle baksan, yani risaleti cihetiyle, bir bürhan-ı Hak, bir sirac-ı hakikat, bir şems-i hidayet, bir vesile-i saadet görürsün.

İşte bak: Nasıl berk-i hâtıf gibi, onun nuru şarktan garbı tuttu. Ve nısf-ı arz ve hums-u beşer onun hediye-i hidayetini kabul edip hırz-ı can etti. Bizim nefis ve şeytanımıza ne oluyor ki böyle bir zatın bütün davalarının esası olan “Lâilahe illallah”ı, bütün merâtibiyle beraber kabul etmesin?

Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 265

LÛ­GAT­ÇE:

bedî’: eşsiz güzel.

berk-i hâtıf: göz kamaştıran şimşek.

eflâk: felekler, gökler, uzay.

fizar: ağlayıp inleme.

hums-u beşer: insanların beşte biri.

kitab-ı hikmet-i Samedâniye: her şeyin kendisine muhtaç olduğu, İlâhî icraatlardaki gayeleri gösteren kitap.

künuz-u esma-i İlâhiye: Allah’ın isimlerinin hazineleri.

mâdûn: aşağı, alt.

mehasin: güzellikler.

mektubat-ı Rabbaniye: her şeyi terbiye eden Allah’ın yarattığı ve her biri bir mektup gibi manalar ifade eden varlıklar.

merâyâ-i esma-i İlâhiye: Allah’ın isimlerinin tecellî ettiği aynalar.

risalet: peygamberlik.

sahife-i âyât-ı tekvîniye: yaratılışa ait delillerin sayfası.

saltanat-ı rububiyet: kâinatı terbiye ve idare edici olan Allah’ın saltanatı.

semere-ı şecere-i hilkat: yaratılış ağacının meyvesi, neticesi.

sirac-ı hakikat: hakikat lâmbası.

tagayyürat: başkalaşmalar, bozularak değişmeler.

tebeddülât: değişmeler, başkalaşmalar.

tenevvüat: çeşitlilikler.

ubudiyet: kulluk.

vasıta-i nakl-i hüzün ve elem ve gam: üzüntüyü nakleden araç.

Okunma Sayısı: 1411
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    7.8.2024 10:08:15

    "İşte bak: Nasıl berk-i hâtıf gibi, onun nuru şarktan garbı tuttu. Ve nısf-ı arz ve hums-u beşer onun hediye-i hidayetini kabul edip hırz-ı can etti. Bizim nefis ve şeytanımıza ne oluyor ki böyle bir zatın bütün davalarının esası olan “Lâilahe illallah”ı, bütün merâtibiyle beraber kabul etmesin?" Evet bize ne oluyor sualini sorarak tefekkür etmeliyiz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı