"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu zalimâne vahşetin devamı mümkün mü?

Risale-i Nur'dan
21 Ekim 2024, Pazartesi
(Dünden devam)

Hem istikra-i tamme ile ve fenlerin tahkikatıyla sabit olmuş ki mahlûkat içinde en mükerrem, en ehemmiyetli, beşerdir. Çünkü beşer, hilkat-i kâinattaki zâhirî esbab ve neticelerinin mabeynindeki basamakları ve teselsül eden illetlerin ve sebeplerin münasebetlerini aklıyla keşfedip sanat-ı İlâhiyeyi ve muntazam hikmetli icâdât-ı Rabbaniyenin taklidini sanatçığıyla yapmak ve ef’al-i İlâhiyeyi anlamak için ve sanat-ı İlâhiyeyi bilmek ve cüz’î ilmiyle ve sanatlarıyla anlamak için bir mizan, bir mikyas, kendi cüz’î ihtiyarıyla işlediği maddelerle Hâlık-ı Zülcelâl’in küllî, muhit ef’al ve sıfatlarını bilerek, kâinatın en eşref, en ekrem mahlûku beşer olduğunu ispat ediyor.

Hem İslâmiyetin kâinata ve beşere ait hakikatlerinin şehadetiyle, en efdal, en yüksek olan, en eşref ve en a’lâsı, ehl-i hak ve hakikat olan ehl-i İslâmiyet; hem istikra-i tamme ile, tarihlerin şehadetiyle en mükerrem beşer içindeki en müşerref olan ehl-i hakkın içinde dahi, bin mu’cizatı ve çok yüksek ahlâkının ve İslâmiyet ve Kur’ân hakikatlerinin şehadetiyle, en efdal, en yüksek olan, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır.

Madem bu yarı bürhanın üç hakikati böyle haber veriyor; acaba hiç mümkün müdür ki, nev-i beşer, şekavetiyle bu kadar fenlerin şehadetini cerh edip, bu istikra-i tammeyi kırıp, meşiet-i İlâhiyeye ve kâinatı içine alan hikmet-i ezeliyeye karşı temerrüd edip, şimdiye kadar ekseriyetle yaptığı gibi, o zalimâne vahşetinde ve mütemerridâne küfründe ve dehşetli tahribatında devam edebilsin? Ve İslâmiyet aleyhinde bu halin devam etmesi hiç mümkün müdür?

Ben bütün kuvvetimle, hadsiz lisanım olsa, o hadsiz lisanlarla kasem ederim ki âlemi bu nizam-ı ekmel ile, bu kâinatı zerreden seyyarata kadar, sinek kanadından semavat kandillerine kadar nihayet bir hikmet-i intizam ile halk eden Hakîm-i Zülcelâl’e ve Sâni-i Zülcemal’e o hadsiz lisanlarla kasem ediyoruz ki beşer, hiçbir cihetle, bütün envâ-ı kâinata muhalif olarak ve küçük kardeşleri olan sair taifelere zıt olarak, kâinattaki nizama küllî şerleriyle muhalefet edip, nev-i beşerde şerrin hayra galebesine binler senede sebep olan o zakkumları yiyip hazmetmesi mümkün değil.

Eski Said Dönemi Eserleri (Hutbe-i Şamiye), s. 247

LÛ­GAT­ÇE:

ef’al: fiiller.

esbab: sebepler.

hilkat-i kâinat: kâinatın yaratılışı.

illet: sebep.

istikra-i tamme: gözlem, deney ve incelemeler neticesinde elde edilen sağlam ve geçerli sonuç, tüme varım.

mabeyn: ara.

meşiet-i İlâhiye: Cenab-ı Hakkın iradesi, takdiri.

mütemerridâne: dikbaşlılıkla, dikkafalılıkla, inatlaşarak.

temerrüd: hakkı kabulde direnme, inat etme.

teselsül: art arda gelme.

Okunma Sayısı: 236
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı