"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstibdadı parça parça eden hürriyet-i şer’iyedir

Risale-i Nur'dan
18 Ekim 2024, Cuma
(Dünden devam)

Üçüncü Kuvvet: Yüksek şeylere müsabaka suretinde beşere yüksek maksatları ders veren ve o yolda çalıştıran; ve istibdadadı parça parça eden ve ulvî hisleri heyecana getiren ve gıpta ve haset ve kıskançlık ve rekabetle ve tam uyanmakla ve müsabaka şevkiyle ve teceddüd meyliyle ve temeddün meyelânıyla teçhiz edilen “Üçüncü Kuvvet,” yalnız hürriyet-i şer’iyedir. Yani, insaniyete lâyık en yüksek kemâlâta olan meyil ve arzu ile cihazlanmış olmak.

Dördüncü Kuvvet: Şefkatle cihazlanmış şehamet-i imaniyedir. Yani, tezellül etmemek, haksızlara zalimlere zillet göstermemek, mazlumları da zelil etmemek. Yani, hürriyet-i şer’iyenin esasları olan, müstebitlere dalkavukluk etmemek ve bîçarelere tahakküm ve tekebbür etmemektir.

Beşinci Kuvvet: İzzet-i İslâmiyedir ki, i’lâ-yı kelimetullahı ilân ediyor. Ve bu zamanda i’lâ-yı kelimetullah maddeten terakkîye mütevakkıf ve medeniyet-i hakikiyeye girmekle i’lâ-yı kelimetullah edilebilir. İzzet-i İslâmiyenin iman ile kat’î verdiği emri, elbette âlem-i İslâm’ın şahs-ı manevîsi o kat’î emri istikbalde tam yerine getireceğine şüphe edilmez.

Evet, nasıl ki eski zamanda İslâmiyetin terakkîsi, düşmanın taassubunu parçalamak ve inadını kırmak ve tecavüzatını def etmek silâhla, kılıçla olmuş; istikbalde silâh, kılıç yerine hakikî medeniyet ve maddî terakkî ve hak ve hakkaniyetin manevî kılıçları düşmanları mağlup edip dağıtacak.

Biliniz ki bizim muradımız, medeniyetin mehasini ve beşere menfaati bulunan iyilikleridir. Yoksa medeniyetin günahları, seyyiatları değil. Ki ahmaklar o seyyiatları, o sefahetleri mehasin zannedip, taklit edip malımızı harap ettiler ve dini rüşvet verip dünyayı da kazanamadılar. Medeniyetin günahları iyiliklerine galebe edip, seyyiatı hasenatına râcih gelmekle, beşer iki harb-i umûmî ile iki dehşetli tokat yiyip, o günahkâr medeniyeti zîr ü zeber edip öyle bir kustu ki yeryüzünü kanla bulaştırdı. İnşaallah, istikbaldeki İslâmiyetin kuvvetiyle, medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umûmîyi de temin edecek.

Eski Said Dönemi Eserleri (Hutbe-i Şamiye), s. 244-45

LÛ­GAT­ÇE:

hürriyet-i şer’iye: Şeriatın/İslâmın sınırlarını çizdiği hürriyet.

i’lâ-yı kelimetullah: Allah’ın adını, Allah kelimesini yüceltip yayma; İslâm hakikatlerini yaymaya çalışma.

istibdadat: keyfîliğe, zora ve baskıya dayanan idare şekilleri, diktatörlükler, despotluklar.

mehasin: güzellikler, iyilikler.

müstebit: hükmü altındakilere zor ve baskı uygulayan, tahakküm eden (kimse), zorba, despot, diktatör.

mütevakkıf: bağlı.

râcih gelmek: üstün, tercih edilen.

şehamet-i imaniye: imanın kazandırdığı akla ve zekâya dayanan cesaret.

tahakküm: zorbalık etme, zorla hükmetme.

teceddüd: yenilenme, yenilik.

temeddün: medenîleşme, medenî olma.

terakkî: ilerleme, gelişme.

tezellül: zillete katlanma, aşağılanma; kendini hor ve hakir gösterme; alçalma, küçülme.

zelil etmek: hor ve hakir etmek, aşağılamak.

zîr ü zeber: altüst.

Okunma Sayısı: 272
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı