"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Büyük günah işleyen kâfir olur mu?

Süleyman KÖSMENE
21 Ekim 2024, Pazartesi
İsim belirtmeyen okuyucumuz: “Büyük günah işleyen kâfir olur mu? Günahkâr birisine karşı nasıl davranmalıyız?”

Günahlar ManevÎ Yılandırlar

Günahlar kalbimizin, ruhumuzun ve içimizin dışa vurmayan yaralarıdır. Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, “işlediğimiz her bir günah, kafamıza giren her bir şüphe, kalp ve ruhumuzda yaralar açar.”1

Hazret-i Eyyûb Aleyhisselâm’ın yaralarından çıkan kurtlar nasıl onun kalbine ve diline ilişmişlerse; bizim işlediğimiz günahlardan gelen yaralar ve bu yaralardan meydana gelen vesveseler, şüpheler ve tereddütler de, imanın mahalli olan kalbimizin içine ilişip imanımızı zedelemekte ve imanın tercümânı olan dilimizin yüksek zevkine ilişip, Allah’ı zikretmeye ve tefekkür etmeye karşı soğukluk vermektedir.  

Said Nursî Hazretlerine göre, ısrarla işlenmeye devam edilen günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra, iman nûrunu çıkarıncaya kadar kalbi katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol vardır. Her günah, istiğfar ile, tövbe ile, Allah’a sığınmakla derhal imha edilmediği takdirde, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırmaya başlamaktadır.

Günahlar ve Cehennem

Söz gelişi, utandıracak bir günahı başkasının bilmesinden çekindiği için gizli işleyen bir adam, meleklerin ve ruhların varlıklarını ve kendisini görmekte olduklarını kabul etmek istemeyecektir. Onların varlıklarını inkâr etmeye karşı içinde bir arzu uyanacaktır. Böyle bir arenada iken, meleklerin varlıklarıyla ilgili küçük bir emâre ve şüphe bulsa, büyük bir delil gibi sarılacak ve inkâr noktasına gelecektir.

Yine meselâ, Cehennem azabını netice veren bir günahı işleyen bir adam, Cehennem azabı ile korkutuldukça, önüne iki yol açılacaktır: 

Ya istiğfar ile Cehenneme karşı korunacak, ya da Cehennemin varlığını inkâr edecektir.

Eğer nefsi fazla ağır basar ve istiğfar etmez ise, bütün ruhuyla Cehennemin olmamasını arzu etmeye başlayacaktır. İşte bu durum kendisini –Allah muhafaza- inkâr noktasına kadar götürecektir. Bu durumda elinden tutulmadığı ve Allah’ın rahmeti hatırlatılmadığı takdirde, küçük bir şüpheyi büyük bir burhan sayıp, Cehennemin inkârına yeltenecektir.2

Büyük günah işleyen kâfir olmaz.3 Ancak her günah içinde küfre götüren bir yol olduğunu nazara aldığımızda, büyük günahlarla küfür arasında çok ince bir zar bulunduğunu var saymalıyız. Ve eğer elimizden bir büyük günah sâdır olmuşsa, hiç vakit kaybetmeden pişmanlık duymalı ve Allah’a sığınmalıyız, istiğfar etmeli ve affımızı talep etmeliyiz. Allah kendisine sığınıldığında bütün günahları bağışlayandır. 

Günahların Tövbesi

Bir arkadaşımızın veya komşumuzun bir büyük günah işlediğini öğrendiğimizde asla onu dışlamamalı, kınamamalı, itmemeliyiz. Ona tevbe yolunu hatırlatmak ve bunda etkili olmak istiyorsak, mutlak sûrette “kavl-i leyyin”den ayrılmamalıyız. 

Nasıl ki, ölmek üzere olan birisinin yanında “lâ ilâhe illallah” kelime-i tevhidi hatırlatılır; fakat reddedebileceği nazar-ı itibara alınarak, “bunu söyle!” denilmezse; büyük günah işlediğini gördüğümüz ve tevbe yapmasını arzu ettiğimiz bir dostumuza kırıp dökerek, rencîde ederek, küçümseyerek ve kınayarak bu günahtan vazgeçmesini ve tevbe etmesini söylememiz doğru olmaz. Çünkü dostumuz tevbe etmeye muvaffak olmadığı takdirde, yapmaya devam ettiği şeyi haram kılan dînimize karşı soğukluk veya inkâr hissine kapılır; bu da –maazallah- onun küfre girmesine neden olabilir.

Eğer günah işleyen birisine tevbe noktasında bir iyilik yapmak istiyor isek; muhakkak şefkatle yaklaşmalı, tatlı dil ve tevâzu ile iletişim kurmalı, alçak gönüllülükle kalbine girmeliyiz. Kınayıcı bir üslup kullanmaktan kaçınmalıyız. 

Unutmamalıyız ki, atalarımızın, “tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” sözünü uygulayabileceğimiz en hayırlı alan, hiç şüphesiz “tebliğ” alanıdır.

Dipnotlar:

1- Lem’alar, s. 14.

2- Age., s. 15.

3- Age., s. 80.

Okunma Sayısı: 216
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı