Dahası, araştırarak faydasına inandığımız ilâçları kullanmaktan da çekinmeyiz. Bifiil yaşadığımız tecrübeler, bizi bir derece uzmanlaştırdı. Tabiî, her konuda değil; belli başlı bazı kelemlerde...

***

Zaman içinde kullandığımız şifâlı bitkilerin listesi uzadıkça uzuyor. Listemize son olarak giren şifâlı bitkinin ismi “Kırlangıç Otu”dur. 

Bu bitkinin faydası bir değil, birçoktur. En başta göz rahatsızlıklarına çok iyi geliyor. Herkese iyi gelir mi, gelmez mi, orasını bilemem. Ama, şahsen bir kez kullandığım halde, faydasını da hemen gördüm. İkinci-üçüncü seanste, faydasının daha da artacağına inanıyorum. Tabiî şifâ Allah’tan.

Esas işimiz, her gün ve mütemadiyen okumak-yazmak olduğundan, haliyle gözlerimiz yoruluyor. Çare olarak başvurduğumuz yöntemlerin ilk sırasında “göze sülük” kullanmak geliyor. İkincisi, kristal kaya tuzundan imal edilen sıvıyı göz damlası şeklinde kullanmak. Limon suyu da hâkeza. Son olarak kullandığımız ve hepsinden daha etkili olduğunu hissettiğimiz madde, Kırlangıç Otu’nun yaprağı oldu.

Uzman kişi, bu otun tırnak kadar taze-yeşil yaprağını dalından kopartıp, minicik sapını gözün iç kapağına “Bismillah” diyerek şöyle bir değdiriyor. Tamam, o kadar. Hemen anında öyle bir yanma başlıyor ki, yerinde sâkin durabilene helâl olsun.

O “ânlık temas”tan sonra, şiddetli yanma 5-10 dakika kadar sürüyor. Yağmur gibi akan gözyaşlarının yanı sıra, sinüziti olanlarda çeşme gibi burun akıntısı da başlıyor. Elinizi gözünüze değdirmiyor, sadece akan damlaları silmekle yetiniyorsunuz.

***

Kırlangıç Otu her yerde bulunmaz, her yörede yetişmez. Öğrendiğimiz kadarıyla, Türkiye’de Karadeniz’in yüksek dağlarında yeşeriyor. Uzmanlar gidip kökleriyle alıp saksılara yerleştiriyor. Son yaprağına kadar da saksıda muhafaza ediliyor.

Kırlangıç Otu sadece göze değil, vücudun daha başka noktalarına da faydası olduğu söyleniyor: Sinüzite, karaciğer yağlanmasına ve sair rahatsızlıklara da iyi geliyormuş.

Kullanım yöntemine bağlı olarak, bu otun diğer bazı faydalarını da şöylece sıralamak mümkün: Karaciğer fonksiyonlarını düzenler. Gastrit ve hassas bağırsak sendromu gibi sindirim sorunlarında yatıştırıcı etkisi var. Bronşit ve pnömoni gibi solunum yolu enfeksiyonları için yardımcı bir unsurdur. Ayrıca, egzama, sedef hastalığı, siğil ve nasır gibi cilt hastalıklarına iyi gelir. Sakinleştirici bir etkisi var. Bağışıklık sistemini destekler, vücudun doğal direncini arttırır.

***

Bu şifalı bitkiyi tedâvi amaçlı olarak kimin nerede kullandığını buradan söylememiz doğru olmaz. İnternetten araştıranlar bulabiliyor. Ayrıca bizim söylememiz gerekmiyor. Şu var ki, şimdiye kadar tesbit ettiğimiz kimseler, bu hizmet için herhangi bir ücret talebinde bulunmuyor. Sırf Allah rızası için bu hizmeti sunmaya devam ediyorlar. İşin içine ücret meselesi, ticaret maksadı karıştığında, belki umulan fayda da görülmeyebilir. Kim bilir...

***

Bilvesile, yaşayarak veya tecrübesini görerek kesinkes faydasını gördüğümüz diğer bazı şifâlı bitki ve Lokman Hekim ilâçlarını da kısaca şöyle bir hatırlatmış olalım: Mide hastalıkları (gastrit-ülser) için zeytinyağlı veya ballı Kudret Narı. Yemeklerde sadece tereyağı ve zeytinyağının kullanımı. Sinüzit için acı kavun da denilen Acı Düvelek suyunun pamukla burun içine sürülmesi. Diz ve sâir kıkırdaklı eklem problemleri için sülük tedavisi. Ayrıca, eritilmiş kuyruk yağının krem gibi kullanımı. Hibiskus Çayının tarçın ve kuşburnu ile karışımının günde 1-2 bardak limon damlatılarak içilmesi gayet iyi geliyor.

Hayırlı şifâlar duâ ve temennisiyle…