"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuktan ve adaletten yana olmak

Berk Acar
21 Ekim 2024, Pazartesi
Hukuku savunmak, adaletin tecelli etmesi için gayret göstermek bir kişiyi ‘şucu veya bucu’ değil sadece ve sadece insan yapar.

Türkiye’nin yakın tarihi, kamu gücünü kullanan kişi ve kurumlar tarafından, bireylere ve/ya gruplara yönelik olarak gerçekleştirilen ağır insan hakları ihlalleri ile dolu. Örneğin her darbe öncesi, sırası ve sonrasında hukuk bir şekilde ya askıya alındı ya esnetildi veya amacından farklı şekilde yorumlanıp uygulandı. 

Bunların sonucunda büyük hukuksuzluklar yaşandı. Kanunsuz uygulamaların mağdurları devleti elde edenlerce topluma “öteki” olarak takdim edildi. Amaç, toplumda var olan farklılıklar kullanılarak, yapılanlara geniş kitlelerin sessiz kalması, daha da ötesinde desteklerinin kazanılmasıydı. 

Maalesef bugünden geriye dönüp bakıldığında, devleti kötüye kullananların amacına ulaştığını üzülerek kabul etmemiz gerekiyor.

*** 

Sağcıların, solcuların, dindarların, Alevilerin, Kürtlerin, azınlık gruplarının, komünistlerin uğradığı haksızlıklara sadece ve sadece mağdurların aileleri ve ait oldukları gruptan bir kısmı tepki gösterdi, mağdurları destekledi, mağduriyetlerin duyurulması için çaba sarfetti. 

Zulmün milleti olmaz. Zulmün bir faili ve bir de mazlumu vardır. Ahlâklı ve vicdanlı olan herkes failin karşısında ve fakat mağdurun yanında yer almalıdır. İlahî din kuralları ve beşeri kanunlar da bunu emreder; insanların oluşturduğu tüm felsefî düşünce sistemleri ve ideolojik akımlar da bu denge üzerine oturtulmuştur.

*** 

Devlet eliyle yapılan hukuksuzluklarda zalim kişi ve kurum, zulmünün fark edilmesini önlemek, etkilerini gizlemek, çevresine meşru göstermek amacıyla sürekli olarak eylem ve söylem geliştirir. Kitle ve grupların uğradıkları mağduriyetlerin diğerleri tarafından görülmemesi için, elindeki tüm maddi ve manevi imkanları kullanarak kişi ve gruplar arasına uzun ve geniş duvarlar örer. Örer ki aralarında etkileşim olmasın. Yine iletişim kaynaklarını kullanarak mağdurlara yönelik soyut ve büyük suçlamalarda bulunur. 

Bir itham ne kadar ağırsa ve büyük bir cezayı gerektiriyorsa, toplumun kafası o kadar karışır ve mağdur bir o kadar savunmasız ve yalnız bırakılmış olur. Bu konuda en sık kullanılan yöntem mağdurların düşmanlaştırılması, onların üzerinde “hain, katil, terörist, darbeci” vs. gibi etiketlerin kullanılmasıdır.

*** 

Ülkemiz tarihinde buna dair sayısız örnekler bulmak mümkündür. Tanıkları ve mağdurları susturulmuş, failleri bir şekilde ya ölmüş veya aklanıp paklanmış; başlatılan kimi soruşturmalar ya zamanaşımından düşmüş ya da delil yokluğundan beraatle sonuçlandırılmış hukuksuzlukları bir kenara bırakalım.

Şu anda çok önemli bir tarihi süreçten geçiyoruz. Kitaplardan okuduğumuz, filmlerini ve belgesellerini izlediğimiz, mağdur ve tanıklarından dinlediğimiz mağduriyetlerin bir benzeri komşumuzun evinde, mahallemizde, köylerimizde ve şehirlerimizde yaşanıyor. 

Adalet Bakanlığı verilerine göre 2016 yılından bu yana, 2 milyondan fazla insan hakkında “terör” soruşturması yapılmış, 700 bin civarında kişi hakkında dava açılmış, on binlerce kişi tutuklanmış ve ceza almıştır. 

Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar sayıda vatandaş “terörist” yaftası ile yaftalanmamıştır.

*** 

Devletin görevi, eğer işlenen bir suç varsa, bunu somut delilleri ile ortaya koyarak kişilerin yargılanmasını sağlamak; bunu kamuoyu ile paylaşarak toplumun bilgilendirilmesini temin etmektir. Devletin yaptığı doğru işlerin yanında olmak ve onu desteklemek her vatandaşın görevidir.

Ancak bir şekilde kamusal yetki kullanan kişiler takdir haklarını farklı saiklerle kötüye kullanarak mağduriyetler oluşturuyorsa, aynı bilinçli bireyler, bunlara tepki göstermeli ve yapılanları tasvip etmediğini açıkça dile getirmelidir.

Okunma Sayısı: 197
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı