"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkçe ezan meselesi

Taha Şahiner
21 Ekim 2024, Pazartesi
Yüce Kitabımız Kur’an- ı Kerim, yeryüzüne Arapça olarak indirilmiştir. Yine Ezan, hutbe gibi Şeair-i İslam da Arapçadır. Ancak bunu kabul etmeyenler, ibadetin Türkçe olarak yapılmasını isteyenler olmuştur.

Cumhuriyet döneminde ise bu arzu fiiliyata dökülmek istenmiştir. Önce Kur’an-ı Kerim Türkçeye tercüme edilmiş, akabinde ezan, kamet, hutbe, namaz gibi ibadetler Türkçe yapılmaya çalışılmış ve halk buna zorlanmıştır.

Nitekim 18 Temmuz 1932’ de Diyanet İşleri Başkanlığı bir genelge ile Arapça ezan okunmasını yasaklamıştır.

O dönem yürürlükte olan 765 sayılı TCK’ nın 1. maddesinde “Kanunun sarih olarak suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilmez.” denilmektedir. Ancak bir genelge ile suç ihdas edilmiş, bu genelgeye uymayan kişiler ise ceza tehdidi ile karşı karşıya kalmış, cezalandırılmıştır.

Daha sonraki yıllarda bu yasak kanun maddesi haline getirilmiş ve ceza eklenmiştir. 1941 yılında çıkarılan 4055 sayılı kanunla Türk Ceza Kanunu’nun 526. maddesine bir fıkra eklenmiştir.

Değişikliğe göre, Arapça ezan okuyanlar ve kamet getirenler, üç aya kadar hapsedilecek ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezası ödeyecektir.

*** 

16 Haziran 1950’ ye kadar dayatmalarla ezan Türkçe olarak okutulmuş, dönemin Başvekili Adnan Menderes’ in gayretleriyle yapılan kanun değişikliğinin Resmi Gazete’ de yayımlanması ile ezan aslî hüviyetine kavuşmuştur.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de bu hareketine binaen Başvekili tebrik etmiş, ona ‘İslam Kahramanı’ demiştir.

Her şeyin aslının güzel olduğu gibi, ezanın da Arapça aslı ile okunması güzel ve elzemdir. Zira nasıl hukukta temyiz kudreti kelimesi sadeleştirme ile ayırt etme gücü olarak sığ bir kelimeye çevirilince kelimenin anlamı tam olarak karşılanmıyorsa ezan Türkçe’ ye çevrilerek okunduğunda da o güzel anlamlar tam olarak karşılanamamaktadır.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Arapça ezan için “Evet, âlem sahrasında dağılmış insanları cemaate davet eden ezan-ı Muhammedî’nin (asm) o tatlı sesiyle, ibadete ve cemaate bir meyl, bir şevk husule gelir.” demiştir. Ancak ezan aslına uygun olarak okunmadığında o tatlı sesi bulmak ibadete şevk ile meyletmek mümkün değildir.

*** 

Evet; her konuda kanun yapılabilir. Meclis tarafından yapılmış bir düzenleme kanunîdir. Ancak kanunî düzenlemeler, aynı zamanda hukuka uygun olmalıdır. Sırf kanun maddesi olduğundan bahisle bir düzenlemenin hukuka uygun olduğundan söz etmek her zaman mümkün değildir.

Kanunlar toplumun hassasiyetleri gözetilerek yapılmalı, vicdanları yaralayacak düzenlemelerden kaçınılmalıdır.

Okunma Sayısı: 184
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı