Daha dün, yazamadığım günlerdeki vefatlara bakarken, karşıma Şule Yüksel Şenler geldi. Onu okurken, 60’lı,70’li senelerin başörtüsü mücadelesi kahramanları ve aynı zamanda Yeni Asya yazarları da olan, Zeyneb Münteha Polat ve Mümine Güneş geldi.
Gençliğimizin ilk senelerinden beri tanır ve bilirdik ablamızı. Vicahen tanışmamız, ancak Yeni Asya’nın 40. sene-i devriye merasiminde bir araya gelmiş ve Hasan Yalçın, Mümine Abla ile beraber hatıralarımızı anlatmıştık.
Kendisi zaten, öyle çok fazla konuşmayan, ama hizmetinde gayur ve cevvaldi. Ramazan Çakır Ağabeyimizin hanımı idi. Ramazan Ağabeyimizle ara sıra konuşur, haberleşirdik. Yakın zamanda Mümine Ablanın hasta haberini alınca tekrar aramış, konuşmuştum. Duâ istiyordu. Duâlarımızdaydı ablamız.
En son geçen günlerde Ramazan Ağabeyi aradığımda, yine duâ talebinde bulundu. Biz de duâlarımızda olduğunu söyledik, hep duâ ediyorduk.
24 Haziran akşamı, gelen mesajla, vefat haberini aldık. Gazetede, Birinci Ağabeyin vefatı sonrası yazdığı tâziye makalesinde şu ifadeleri kullanmıştı: “Bu Nur kervanı, kıyamete kadar hak ve hakikati yaymakta devam ederek yürüyecek inşâallah. Biz de peşlerinden ayrılmadan, ömrümüzü hayırla tamamlayıp, onlara dâhil olanlardan oluruz diye duâ etmekteyim. Rabbim bizi birlik ve beraberlikten ayırmasın inşâallah.”
Yeni Asya ailesinin güzel bir kalemini daha nurlar âlemine yolcu ettik, üzülüyoruz. Onun, bu duâsı üzere, çektiği ıztırablı hastalıktan dolayı mânen şehid mertebesinde vefat eden Mümine Ablamıza rahmetler diliyoruz. Cum’a gecesinde Rabbine vâsıl oldu. Başta Ramazan Abimiz olmak üzere, akraba, eş ve dostlarının ve camiamızın başı sağ olsun. Allah, sabırlar versin.
Makamı, mekânı Cennet olsun inşâallah!