"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bitmeyen” şu “Düalizm”imiz ya da şu “Bilimsel” dogmalarımız…

Orhan Ali YILMAZ
07 Eylül 2024, Cumartesi
Yine -her nedense- konu “oradan” açıldı şu öğretmenler odasında şu öğretmenler arasında…

Zannediyorum, bir biyoloji hocamız olsa gerek, insanın şu yaratılışı (ona göre oluşumu) konusunda şu öğretmen arkadaşlarını “hararetle” ve büyük bir “şevkle” aydınlatıyordu… Ben de ister istemez, kendisini sessizce ama şu ”dikkatle” dinlemeye koyuldum…

Biraz dinledikten sonra -her zaman olduğu gibi- yine dayanamadım ve kendilerine hitaben “İyi de hocam...” dedim ve şöylece devam ettim “Tek bir hücre; şu embriyo ya da zigot… Kim karar veriyor bunun yüz milyar kere çoğalması, hem de şu ‘insan’ olması gerektiğine?.. Hem, yine kim karar veriyor; hangisinin beyin, hangisinin kalp, hangisinin deri, hangisinin göz, kulak, dil.. hücresi olacağına?..”

Gayet kendinden emin bir edayla “Hocam, onları ‘genler’ belirliyor…” dedi.

Ben de “O zaman dedim; her bir genin, en az Sokrates ve Eflâtun kadar zeki, akıllı, bilgili, hem de şuurlu/bilinçli olması lâzım geliyor sanırım…

Sizce, böyle bir bilgi, hem de şu ‘bilinç düzeyi’ o genlerde var mı!?..

Bir program ya da bir yazılım; sizce, o programı veya o yazılımı ‘tasarlayan olmaksızın’ şu ‘varlık sahasına’ çıkabilir mi, şu vücuda gelebilir mi veyahut o program ya da yazılım şu ‘kendi kendisini’ tasarlayabilir mi?..” dedim.

Karşılık olarak “Öyle dersek, her şeyi din ile, şu inançla açıklamış oluruz hocam… Bizim, ‘bilim’in verileri”ni esas almamız gerekiyor…” dedi.

Bunun üzerine, kendisine “Tam anlamadım, sayın hocam, ‘hangi bilim’in verilerini!?.. Tamamen şu ‘pozitivist’ dille yazılmış, hem de ‘şekillendirilmiş’ şu ‘bilim’in verilerini mi esas alacağız?..

‘Bilim’in elde ettiği ‘aynı veriler’, pek çok açıdan, birbirinden apayrı, şu birbirine tamamen zıt, pek çok değişik felsefî bakış açısıyla incelenebilir ki…

Hem, yüzlerce, şu kadar Filozof, hem de bilim adamı tarafından incelenmiş de… İdealizm, Realizm, Rasyonalizm, Ampirizm, Egzistansiyalizm, Fenomenoloji ve diğerleri…

Hocam, felsefe’de, şüpheden arınmış şu ‘kesin bilgi’nin temelinde ‘mantıksal tutarlılık’ ve şu ‘çelişmezlik’ ilkesi onun olmazsa olmazıdır.

Örnek: Sanatlı ve mükemmel bir eser, bir Sanatkârı icabeder.

Hücre de (embriyo/zigot) son derece mükemmel, hem de sanatlı bir yapıdır; öyleyse bir Sanatkârı bizzarûre, zorunlu olarak icabeder, gerektirir…

Ressam olmaksızın resim, Nakkaş olmaksızın nakış, Kâtip olmaksızın, anlamlı bir yazının kendiliğinden vücuda gelmesi ne ise, yani aklen, şu ‘mantıken’ ne kadar ‘mümkün’ ise, bu da o…” dedim.

Sonra devam ettim “Hocam, her bir insanda, ortalama 100 trilyon hücre var ve “her bir saniyede” her bir hücrede, ortalama “1000 adet” kimyevî reaksiyon meydana geliyor; mitokondriler, lizozomlar, sentrozomlar, ribozomlar, stoplazma, endoplazmik retikulum, golgi cisimciği, çekirdek, çekirdek zarı... Her birinin kendine ait pek görev ve fonksiyonları var. Hücre’nin yapısını biliyorsunuz…

Ve her yıl –beyin hücrelerinin sayısı aynı kalmak kaydıyla- bütün şu 100 trilyon hücre her senede, yeniden yeniye ‘iki defa’ inşa ediliyor, yaratılıyor ve değiştiriliyor…

Bir de bu rakamı, dünyamız üzerinde elân yaşayan şu 8 Milyar insanın şu adediyle, şu sayısıyla, zannediyorum, ‘çarpmamız’ gerekiyor…”

Tam duyamadım; yine şu “genler” mi dediniz yoksa…

Okunma Sayısı: 1120
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Orhan Ali YILMAZ

    7.9.2024 06:18:06

    Sayın Değerli Okuyucularım Yazımın son iki paragrafı bugünkü matbu Yeni Asya Gazetemizde, ilgili sayfada, zannediyorum şu "sehven" çıkmamıştır. Matbu Gazetemiz abonesi okuyucularımızın hepsinden özür diliyorum...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı