7 Ekim’den bu yana, kendine Müslümanım diyenlerin aklı, fikri, kalbi Gazze’de. Müslümanların büyük bir kısmı oradaki gelişmeleri takip ediyorlar, dua ediyorlar.
Bu konuyu dert ve dava edinenler bir adım daha ötesine gidip neler yapabileceklerini düşünüyorlar. Kavli dualarla birlikte, fiili dualarla da bir şeyler yapmak isteyenlerin sayısı o kadar çok ki.
Önemli bir fiili dua türü de boykot elbette. Bu konuda bilinç ve farkındalık artırılmaya çalışılıyor. Herkes elinden geldiğince paylaşımlar yaparak, düşmanın ürünlerini satın almama noktasında uyarıyor. Bu uyarı ve farkındalığı hayat tarzımızla temellendirmemiz lazım. En büyük boykotu batıdan aldığımız hayat tarzına karşı yapmalıyız. Bizim kendi hayat tarzımız, sünnet-i seniyyedir. Batının dünyaperest hayat tarzı ile yaşayıp batının ürünlerini almamaya çalışmak bir süre sonra Müslümanın pes etmesine ve bu boykotunu sürdürememesine yol açar. Sünnet-i seniyyenin Müslümanın hayatında temas etmediği nokta yoktur. Giyim kuşamından yediğine içtiğine kadar. Boykot sadece, aldığın ürünleri yerli firma alternatifleri ile değiştirmek demek değildir. Bunun yanında ölçülü almak da bir boykottur. İhtiyacın olmayanı almamak da bir boykottur. Üstelik bu boykot uzun vadelidir. Kişiye, zaruri olanla olmayan ayrımını yapabilmeyi öğretir. Müslümana, bozuk harcama ahlakını satan Batı, harcayacağı ürünleri de er ya da geç satacaktır. Önce bu ahlakın boykotunu yapmak lazım.
Müslümanın tüketim ahlakı Batı’dan farklılaştıkça, Batı’nın ürünlerine olan ihtiyacı da azalacak ve uzun vadede boykot güzel sonuçlar getirecektir. Bediüzzaman Hazretleri de zamanında bütün Avrupa’yı boykot etmiş ve memleketinin maddi ve manevi mamulatını giydiğini söylemiştir. Manevi mamulat hiç kuşkusuz Bediüzzaman’ın sünnet-i seniyyeye uygun yaşam biçimidir.
Az yemek bir boykottur. Kıyafet eskiyince yamalayıp tekrar kullanmak bir boykottur. Sirke ile temizlik bir boykottur. Misvak bir boykottur. Evi eşyaya boğmamak bir boykottur. Sadaka ve zekât sistemsel düzeyde bir boykottur. Tarım ve ahlaklı bir ticaret boykottur. Faize bulaşmamak boykottur.
İlk etapta bir anda hayat tarzımızı değiştirmek zor olsa da en azından ürünlerin markalarını yerli muadilleri ile değiştirmekle başlayabiliriz. Adım adım gidecek olan bu süreci sünnet-i seniyye modeliyle destekleyip bir birey olarak bizler de elli yıllık, yüz yıllık planlar yapabiliriz.