"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aman tadımız kaçmasın!

Nurenda Yaşar Coşkun
15 Aralık 2024, Pazar
Son zamanlarda gündem oldukça yoğun. Farklı kanallar aracılığı ile sürekli yoğun bir haber bombardımanının ortasındayız. Hayat sahibi her mahluk gibi kâinatla ilgiliyiz.

Halife-i arz olarak bu ilgi bizi ister istemez bir kanaat, bir yorum ve fikir taşımaya itiyor. Israrla bir tarafa meyletmeye çalışan hislerimize, duygu ve düşüncelerimize hakikat ve vicdan perspektifinden bakmaya çalışırken, irademize, idrakimize istikamet kazandırma antrenmanları yaptırıyoruz. Bu antrenmanlar elbette yoruyor insanı. Lâkin dünya hayatı, istikamet için yorulma yeri.

Bir ahirzaman insanı, diğer zamanların insanından daha çok yorulacak muhakkak. Hiçbir asırda sırat-ı müstakim bu kadar çetrefilli ve girift değil. Kizb ve sıdk hiçbir asırda, bu kadar karışmamış birbirine. Hal böyleyken bırakın konuşmayı, düşünmeye korkar oluyor insan. Ya bilmeden zalime, haksıza, fitneye, bozgunculuğa, şeytana meyledersem diye.

Belki de bu asırda yaşayan biri olarak, bize ulaşan haberleri değerlendirme usülünü gözden geçirmekte fayda var. Zaten usül biraz olsun önemli hale gelirse, selâmeti korumak çok daha kolaylaşacaktır.

Öncelikle, kimseye taşıyamayacağı yük yüklenmez. Her haber bir yüktür kişinin fikir dünyasında ve çoğu zaman haber bize değil, biz haberin ayağına gidiyoruz. Aslında bilinçsiz bir davranış örneği olan “nerede gezdiğini bilmeme” yüzünden fikir, duygu ve ruh dünyamızın sırtına birçok yükü kendi ellerimizle yüklüyoruz. Oysa ilgimiz, bilgimiz, istidadımız dahilinde olan ve gücümüzün yeteceği mecralarda dolaşırsak, ayak bağlarımız o kadar az olacaktır. Bu sayede, ellerimizdeki hakikatleri doğru yer ve doğru zamanda sarf ederek, yükümüzü gemiye zamanında ve kolayca indirebilecek adımı atabiliriz.

İnziva ve sosyal hayattan soyutlanma, asrımızın metodu olmadığı için her şeye rağmen, her nevi haber intikal edecektir bize zaman zaman. Böyle bir durumda, düşünce dünyasında dahi olsa, istikamet öncelikle acziyeti kabul ile başlamalı. “Ben yanılabilirim, Allah yardım etmezse yanlışı suret-i haktan görebilirim” anlayışı ve hissiyatının gerektirdiği kulluk ile yanlışa meyletmemek için duayla başlamalı insan değerlendirmeye.

İkinci olarak bu acziyet kişiye bir insaf vermeli. Acziyet ile “ene”sini kıran insan, “insaf” ile de tarafgirliğini kırar. Yani önce enfüsî bir temizlik yapıp, daha sonra niyet ve nazara insafı takabilmek gerekir.

Haberler iki tip davranışı ve düşünce biçimini tetikler. Birinci olarak “aman tadımız kaçmasın” minvalindeki değerlendirmelerdir ki bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu, mahiyetini ve insanın yaratılış gayesini zaman zaman unutmaktan ileri gelir. İnsan şüphesiz çok cahil ve çok zalimdir. Eşref-i mahlukat olan insanın böyle bir yönü de vardır. Haliyle bu yönü yüzünden dünyada zulümler, işkenceler, haksızlıklar, adaletsizlikler ve şer doğmuş, insanlığı mahvetmiştir. Dünya hayatında bu bir gerçektir. Buna gözünü kapatmak ve yokmuş gibi davranmak zaten mümkün değil. Fakat bunun türevleri olan anlayışlara biraz bakmak gerekiyor.

“Tadımız kaçmasın” anlayışı kişideki teyakkuz, tedbir, temkini kırar. Zahirperest bir nazar verir. Kişi, haber değerlendirirken “havf” tarafını ihmal eder ve Pollyanna’ya dönüşmeye başlar. Haberin hakikatini hayra yorma yerine, haberin bizzat kendisini hayra yormaya başlar. Bu durum tehlikelidir. Siyasetin, propagandanın, medyanın ona sunduğu popülist yaklaşımlara çabuk kapılmayı netice verir. Kitleler bu şekilde yönlendirilir. Normları, kitleler ve çoğunluk belirler. Bu durum afakî haberlerin, hakikatlerle buluşturulamaması sonucu ortaya çıkar. Zahirperest nazarların oluşturduğu kitleler, sayıca fazla olabilir, ama keyfiyetli bir şahs-ı manevî asla olamaz.

Çözüm hakikat nazarını güçlendirmektir. Sevinilecek noktalara, hakikat nazarıyla bakmak gerekir. O zaman oradan ümit çıkar, havf ve reca dengesi sağlanmış olur. Yoksa olaylardan, insanlardan, politikalardan sevinç, ümit, zafer çıkartmak, şahsi dünyada safdilliği, içtimaî hayatta da güdülmeyi netice verir.

Gelelim komplo teorisyenlerine! “Tadımız tuzumuz kalmasın.” anlayışına. Her haberin bir de arka planı olduğunu görebilen fakat haberin üstündeki Kadir-i Mutlak’ı bir türlü görmek istemeyenlere. Haber değerlendirirken, bu da ne yazık ki çokça düştüğümüz bir varta. Havfı sürekli nazara verip, recadan kopmak enaniyettir. Tevekkülden, teslimiyetten, nihayetinde yine hakikat nazarından uzaklaşmanın bir sonucudur.

İnsan acizdir. Bir haber ona geldiğinde elbette ki bir mazlumun kurtuluşuna, dindaşının felâhına sevinir, niyet budur. Bu mümin kardeşliğinin gereğidir. Şahsi bir duruştur, safdillik değil samimiyettir. En isabetli yorumu yapacağım, bütün düzenleri deşifre edeceğim deyip, bir de bunu Müslümanın ferasetine bağlamak, ferasetsizlik değil de nedir?  Kilometrelerce uzaktaki, elinin kolunun yetişemeyeceği, düzeltemeyeceğin haberler yüzünden yanı başındaki kardeşinin kalbini kırıyorsan, bu dini anlamamışız demektir. Olayların kontrolü sende değil ki. Değiştirecek olan, arka plandaki dümenleri bilen Rabbin değil mi?

Sonuçta hangi neviden haber olursa olsun, bir şahıs havf ve reca dengesini sağlayamazsa, istikameti sağlamakta zorlanabilir. Ahir zaman mümini, kulluğunu takınmalı, aczini anlayıp nazarına insafı vermelidir. Şahsi ve içtimaî kemalât ancak böyle sağlanabilir.

Okunma Sayısı: 254
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı