"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âkif, Sahabeyi tezyif etti mi - 2

Nahit TOPALOĞLU
16 Mart 2025, Pazar
Edebiyatımızda çok sık kullanılmış olan teşbih sanatını hepiniz bilirsiniz. Teşbihlere sıklıkla başvuran Bediüzzaman Hazretleri de, teşbihleri derin hakikatlerin îzahı sadedinde kullanır. Yoksa teşbihperestliğe, lafızperestliğe, mânâyı gölgeleyecek her türlü laf ebeliklerine şiddetle karşı çıkar:

“Lâfızperestlik nasıl bir hastalıktır; öyle de, sûret-perestlik ve üslûb-perestlik ve teşbih-perestlik ve hayal-perestlik ve kafiye-perestlik, şimdi filcümle, ileride ifrat ile, tam bir hastalık ve mânâyı kendine feda edecek derecede bir maraz olacaktır. Hattâ bir nükte-i zarâfet için veya káfiyenin hatırı için, çok edip, edepte edepsizlik etmeye şimdiden başlamışlardır.” (Sadece bu 3 kelimede […edepte edepsizlik etmeye…]  kaç edebî sanat cem olmuş; erbâbı bilir.

Bu hatırlatmadan sonra, yazımızın asıl konusu olan “teşbih-i maklûb (ma‘kûs)” nedir?

“Teşbih-i maklub”u anlatabilmemiz için teşbih sanatı hakkında bilinenleri kısaca  hatırlatalım:

Teşbih (benzetme ) Sanatı

Aralarında ilgi kurulan iki şeyden zayıfını güçlüsüne benzetme sanatıdır.

Teşbihin Unsurları

Bir teşbihte ilk ikisi asıl, diğer ikisi yardımcı olmak üzere 4 unsur (eleman, öğe) bulunur.

1.Benzeyen (b.) [Müşebbeh]

2. Kendisine (bir şey) benzetilen (k.b.b) [müşebbehün bih]

               --------------

3. Benzetme edatı (b.e)  [edât-ı teşbih]        

4. Benzetme yönü (b.y) [vech-i şebeh]

Aslan  misali cesur Mehmetcikler….  →Tam teşbih (4 elemanlı teşbih)

Aslan cesaretinde Mehmetçikler… → Nâkıs  teşbih (3 elemanlı teşbih)

Aslan Mehmetçikler                  → Beliğ teşbih (asıl elemanların ikisiyle)

Teşbihler,  Kur’an-ı Kerîm’de, hadis-i şeriflerde, sık örneklenen edebî sanatlardandır.

Şuarâ sûresinde “(deniz) derhal yarıldı, hemen her parça pek büyük dağ gibi oluverdi.”, Nur sûresinde “Tıpkı inci gibi bir yıldız”, Sâffât sûresinde “Cehennemdeki zakkum ağacının tomurcukları şeytanların başları gibidir”, Ahzâb sûresinde “Biz seni nur saçan bir kandil olarak gönderdik”  âyetleri Kuran’da teşbihten numunelerdir.

Buhârî ve Müslimdeki  “Kadın eğe kemiği gibidir. Eğer doğrultmaya kalkarsan kırarsın, o hâliyle yararlanmak istersen yararlanırsın, onun kırılması boşanmasıdır”, İbn Mâce ve Ebû Dâvûddaki  “Ateşin odunu yakıp tükettiği gibi haset de iyilikleri yiyip bitirir”, Ebû Dâvûddaki “Mümin müminin aynasıdır.” gibi rivayetler de Hadis-i şeriften teşbih örnekleridir.

Nurlardan ise başka yerde rastlamadığım bir orijinal teşbih örneğiyle iktifa ediyorum. Emirdağ 2’de yapılan teşbihte, yağmuru denizin annesine benzetiyor Üstad:

"yağmurun bir annesi olan bu deniz, o rahmete dair emr-i İlahîyi gayet heyecanla ve iştiyak ile acelelik ile getirmek için, bir şefkat tokadı nev'inden Nur Talebeleri olan bizim başımızı tokat ile yüzümüzü ve gözümüzü yağmurla okşadı."  

Teşbih-i maklûba gelince… Bu teşbihte, zayıf olan güçlüye değil de güçlü olan zayıfa benzetilir.

Karacaoğlan'ın bir şiirinde bu sanatın en güzel misallerinden biri sessiz sedasız arz-ı endam eder. Fakat hiçbir kaynakta Karacaoğlan’ın sergilediği bu teşbih-i maklûba dikkat çekilmez. Bu sanatı halk şiirinde aramak kimsenin aklına gelmemiş olmalı:

“Yayla çiçeği kokuşlu, / Kokar Elif Elif diye.”

Karacaoğlan’ın Elif’i, yayla çiçeği gibi kokmaz; Yayla çiçekleri Elif gibi kokmakta!

Divan şiirinde, sanki bir de bu sanatın misalini göstermiş olayım gibisinden icra edilmiş misaller varsa da hiçbiri –kanaatimce- Karacaoğlan’ın elini öpemez.

Gelelim Akif’in “Bedr’in Arslanları ancak bu kadar şanlı idi.” mısrâına.

Bir defa Akif, Bedir ashâbını tezyif edecek bir insan değildir. Mısradaki inceliği anlayamayan kişi, hiç olmazsa susmalı, merhuma bu iftirayı atmamalıydı.

Akif, Bedir ashâbını tezyif için değil, Çanakkale’de kanlarını sebil eden kahramanları senâ için, kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir vecd ikliminde söylemiştir bu dizeyi. Böylece  Karacaoğlan’dan sonra teşbih-i maklûb sanatının müstesnâ bir örneğini edebiyatımıza hediye etmiştir. Övgünün son sınırı olarak, mübalağa için başvurulan bu sanatla Bedir arslanlarını Mehmetçike benzeterek teşbih-i maklûb yapmıştır.

Ruhu şâd, mekânı Cennet olsun!

Okunma Sayısı: 288
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı