"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Samimî bir sadâkat örneği

Naci TEPİR
17 Mayıs 2021, Pazartesi
12 Eylül 1980 Darbesi’ni gerçekleştiren cuntacılar, daha önce ülkede anarşinin tırmanmasına, âdeta iç savaş halini alan sağ-sol çatışmalarına ve beş binden fazla vatandaşın öldürülmelerine seyirci kalmışlardı.

Halk büyük bir panik halindeydi. Herkes hayatından endişe etmekteydi. Öyle ki, bir vatandaş kendisinin tehdit edildiğini, hayatının tehlikede olduğunu savcılığa bildirdiğinde, savcı “Ne yapayım kardeşim, ya beni de vururlarsa” diye acziyette bulunuyordu. Ülkenin bu hale gelmesinin baş müsebbibi, vazife ihmalinde bulunan o zamanki Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanları idi. Halbuki ülkenin dış savunması ve lüzumunda iç güvenliğinin sağlanması ordunun aslî vazifesidir. Cuntacılar bu vazifelerini -hükümetin talimatı olduğu ve her türlü imkânı sağladığı halde- darbe ortamının oluşması için, kasıtlı olarak yerine getirmemişlerdir. 1 Dolayısıyla büyük bir ihanet içerisinde bulunmuşlardır. Darbe yaptıktan sonra da epey zaman devlet terörü estirerek dağa taşa korku salmışlardır. Bütün hınçlarıyla dindar grupların ve bilhassa Nur Cemaati’nin üzerine giderek, pasifize etmeye çalışmışlardır. 

İşte böyle bir ortamda cuntacılar, gerek fikir ve gerek kemiyet hususunda en kuvvetli gördükleri Nur Cemaati içerisine fitne sokup ihtilâf çıkardılar. Söz sahibi (ağabey) durumundaki bazılarıyla görüşüp korku ve aldatmayla kendilerine taraf bile yapmışlardı. Öyle ki, bu taraftarlardan, 12 Eylül münafıkâne darbesini, Niğbolu, Mohaç, Çanakkale Zaferleri’nden üstün görenler oldu. Fakat, bu talihsiz gelişmeler karşısında korkusuzca duran, cuntacılara teslim olmayan, Risale-i Nur’un medyadaki dili “Yeni Asya Gazetesi” vardı. Cuntanın tesirinde kalan bazı ağabeyler ise, bir anda Yeni Asya’nın aleyhine geçerek darbeciler lehinde telkinlerde bulundular. Önce çeşitli ithamları ihtiva eden mektuplaşma, daha sonra ülkeyi dolaşan ağabeyler trafiği bu atmosferde bir müddet devam etti.  

O tarihlerde ben Ankara’da ikamet ediyordum. Çeşitli yerlerde yapılan toplantılarda Yeni Asya mensupları hakkında ithamlar yapılıyordu. 

Bir gün Tandoğan’da Risale-i Nur dersi devam ederken, Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular içeri girdi, hemen kapının yanına oturuverdi. Ders bittikten sonra herkes, Kutlular Ağabeyin ne diyeceğini merak ediyordu. Çok geçmeden söze başlayan Mehmet Kutlular –âdeta, herkesin içinden geçeni okur gibi- dedi ki: 

“Arkadaşlar, daha önce buralara kadar gelip, bazılarımız aleyhinde ittihamlarda bulunanlar oldu. Diyeceksiniz ki, ‘konuş bakalım, sen kimin aleyhinde bulunacaksın?’ Ben kimsenin aleyhinde konuşmayacağım. Buna lüzum da görmüyorum. Arkadaşlar, bizlere (ağabeyi görünümünde olanlara) acıyın! Biz bu kudsî hizmetin görünür noktalarında isek, bu bizim şahsî muvaffakiyetimizden değil. Biz bu hizmette (iman ve Kur’ân hizmetinde) istihdam ediliyoruz. Allah korusun, vazifede kusur edersek mânen şiddetli ceza görürüz. Onun için bizlere acıyın ve duâ edin!” 

Mehmet Kutlular’ın bu samimî ve hasbi konuşması, dâvâsında sadık olduğunun ve iyi niyetli olmayan cuntacıların oyununa gelmediğinin açık bir göstergesiydi. Onun tavrı ve dik duruşu, zamanla Nur Cemaati’nin büyük bir kısmını Yeni Asya Gazetesi etrafında toplanmaya sebep olmuştur.

Dipnot:

1- Orgeneral Bedrettin Demirel, bu gayelerini basına verdiği bir demeçte, “Biz, darbe ortamı oluşsun diye anarşinin tırmanmasına müdahale etmedik” diye açıkça ifade etmiştir.

Okunma Sayısı: 1585
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Halil İbrahim Karahan

    17.5.2021 10:17:25

    Allah razı olsun abi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı