Bilindiği gibi devalüasyon, paranın değerinin düşürülmesidir.
Türkiye’de ilk olarak devalüasyonun küçük bir şekli 1943’te yapılmıştı. Fakat asıl devalüasyonun, 15. Hükümetin başbakanı (T.C.’nin 6. Başbakanı) Recep Pekel (1889-1950) zamanında ve 7 Eylül 1946’da yapıldığı kabul edilir. Bu devalüasyonun yapılmasına, 2. Dünya Harbi’nin yol açtığı ekonomik zorlukların sebep olduğu söylenir. 7 Eylül Kararları olarak bilinen bu devalüasyon ile Dış Ticaret Dengesinin sağlanması ve İçte İstihsal’ in (üretimin) arttırılması hedeflenmişti. Bununla Türk Parası % 40’a yakın değer kaybetti. Bu ise ağır mâli kayıplara yol açmıştır. Dolayısıyla hedeflenen gayelerin gerçekleşmesi bir yana, ülkede bütçe açığı arttı. Bu durum ise, geçim sıkıntısı çeken halkta bir takım iç huzursuzluğa ve sızlanmalara yol açmıştıri Onun içindir ki, 7 Eylül Kararları’nın asıl tesirinin siyasi alanda görüldüğü kabul edilir.
İsmini açıklamayan bir devlet memuru, ülkede meydana gelen iç huzursuzluğu şu şiiri ile dile getirmek istemiştir:
7 Eylül rahmeti hiç düşmedi tarlama.
Bu ne biçim karar idi, ne biçim ayarlama?
Dilimizi tutalım, susalım dedik ama
Nan’a (ekmeğe) muhtaç eyledi bizi Kişmir’in fendi!1
Bu kervan böyle gitmez, Mori Recep Efendi.2
‘’Demokratlar aç kalsın’’ diye aldınsa karar,
Arada biz de varız, senin halkçılar da var.
Öyle bir ayar tut ki, bozulmasın bu ayar.
Bu varışla aşılmaz Bahri, Yemen’i Hind’i,
Bu kervan böyle gitmez, Mori Recep Efendi.
Koyun eti kıt oldu, çıktı yüzden üç yüze,
Aylardır bakamadık, bakkal, kasap, yüz yüze!
Kalemler usta oldu, yazar Akagündüz’e,3
Bu varışla aşılmaz Bahri, Yemen’i Hind’i,
Bu kervan böyle gitmez, Mori Recep Efendi.
Dipnotlar:
1-Kişmir: Sevimli, iyi.
2- Mori: Beceriksiz, başarısız.
3- Akagündüz: Recep Pekel’in kayırdığı arkadaşlarından.