Sevgili Günlük;
Oruçlu olunca zaman geçmiyor sanki! Ya da bereketleniyor. Bu gün baktım annem mutfakta, ablam ödevini yapıyor. Babam işten akşama doğru gelecek. Ben de üst kata dedemin yanına gittim. Dedem beni öpüp sevdi, yanına oturttu. “Galiba çiçeğimin canı sıkılıyor, gel biraz sohbet edelim. İster misin?” dedi.
Bayılıyorum dedemin sohbetlerine. Kim istemez ki! İsterim dedeciğim, dedim.
- Bak çiçeğim, dedi. Bütün insanlar senin gibi bebeklikten, çocukluktan, gençlikten geçiyor. Yaşlanıyor. Herkes ömrü ne kadarsa o kadar yaşar, ölür. Sonra Allah ölenleri tekrar diriltir. İmtihan sonucuna göre onlara gerekeni yapar. Küçük çocuklar ölünce Allah’ın sonsuz güzellik bahçesi olan Cennete gider. Bak, ağaçlar ölü gibi dururken dirilip çiçek açtılar. Yeşillenip meyve verdiler. Kışın ölen sinekler, böcekler daha pek çok yaratıklar yeniden yaratıldı. Kış uykusuna yatanlar uyandı.
Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm de bu dirilişin çok örneklerini anlatılır.
Meselâ bir inanmayan sormuş:
“Çürümüş kemikleri kim diriltecek?”
“Sen de ki; İlk önce kim yaratmışsa, o diriltecek!” (Yasin 36:78-79)
Ne kadar güzel bir cevap değil mi çiçeğim? Bizi yoktan Yaratan, sonradan tekrar yaratabilir!
- Evet, çok mantıklı bir cevap dedeciğim.
Dedem daha sonra büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermemiz gerektiğini de anlattı.
Onu da yarın yazarım inşallah sevgili günlük.