Sevgili Günlük;
Bu gün dedem Kur’ân okumaya ara verdiğinde biraz hüzünlü bir şekilde:
- Üç aylar diye adlandırılan mübarek Receb, Şaban ve Ramazan ayları işte geldi, gidiyor. Beş mübarek kandil gecesinden dördü bu aylar içindeydi. Regaib Gecesi, Recep ayının ilk Cuma gecesine; Mi’rac Gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gecesine; Berat Gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesine; Kadir Gecesi ise Ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlıyordu, dedi.
Sonra Kur’ân-ı Kerîm’in Kadir Gecesi’nde indirildiğini ve bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğunu söyledi. Kadir Gecesi’ni bütün Ramazan içinde, son on günde, tekli gecelerde, en çok da Ramazan’ın 27. gecesinde aramamız gerekiyormuş.
Kadr Sûresi’nde bildirildiğine göre bu gecede Allah’ın izniyle melekler ve Cebrâil yeryüzüne inermiş. Tan yeri ağarana kadar yeryüzünde huzur ve esenlik olurmuş sevgili günlük.
Onun için bu geceyi elimizden geldiği kadar duâ ve ibadetle geçirmemiz gerek, dedi dedem.
Önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları sebebiyle fazla sevap kazanma imkânına sahip bulunmalarına karşılık, Müslümanlara da Kadir Gecesi’nin ikram edildiğini söylemiş sevgili Peygamber’imiz (asm).
Sevgili günlük, ben de Resûl-i Ekrem’in (asm) Kadir Gecesi’nde okunmasını tavsiye ettiği duâ ile bitiriyorum:
“Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, bizi de affet!” Amin.