11 Temmuz 2021 Pazar günü İzmir’in Selçuk ilçesi Çamlık Köyü’nde Hz. Üstad’ımızın saff-ı evvel talebelerinden Ahmed Feyzi Kul Ağabeyimizin her yıl mutad olarak yapılan mevlidine katılmak nasib oldu.
Ahmed Feyzi Ağabeyimiz Hz. Üstad’ın sağlığında gerek Risale-i Nurlar’ın neşri, tanıtılması ve gerekse Hz. Üstad Bediüzzaman’a gönülden bağlılığı ve mahkemede yaptığı o eşsiz ve âteşîn müdafaalarıyla bizzat Hz. Üstad tarafından “Nurun avukatı” hitap ve iltifatına mazhar olmuş müstesna ve eşsiz bir şahsiyettir.
Hayatını Nur Risaleleri’ni (bilhassa Ege bölgesinde) yaymaya adayan bu tok sesli, tevazu âbidesi ağabeyi altmışlı yılların sonu, yetmişli yılların başlarında görme ve tanıma şerefine nâil oldum.
O dönemlerde daha ziyade evlerde yapılan Risale derslerine katılırdı. Ahmed Feyzi Abinin gelişiyle dersler ayrı bir feyiz ve sevinç kaynağına dönüşür, mevcut atmosfer farklılaşırdı. Zira Ahmed Feyzi Ağabey sanki mücessem bir Risale-i Nur’du. Nurlar’da Hz. Üstad’ın sıklıkla üzerinde durduğu ve tahşidat yaptığı prensiplerden (düsturlardan); ihlâsın, sadâkatin, gayretin, sebat ve mahviyetin cismânî bir timsâliydi. Kendisi çok yüksek bir talâkat-i lisâna/güçlü konuşma yeteneğine sahipti.
Nur Risaleleri okunurken bazı gâmız yerleri açıklama ihtiyacı duyar ve ağzından âdeta inci taneleri gibi dökülen kelimelerle tane tane konuşarak anlatırdı. Hatta bazen imtihan eder gibi, derste bulunan bazılarına ismen hitap ederek; “Ali, Hasan, Halil, İsmail vs. kardeşim! Ne anladık bu bahisten?” diye sorar, sonra da tek tek izâh eder, anlatırdı. Ve -kendi Ege lehçesiyle- şöyle derdi: “Kardeşim! Üstadımız bu kitapları, bu hakikatları bize masal okur gibi okuyalım diye veya gazete okur gibi okuyalım diye yazmamış. Bilâkis im’ân-ı nazar, ıttılâ ve şuurla okuyalım diye yazmış.”
Bazı kalabalık derslerde onu tanımayanlar; “Bu hoca acaba üniversitenin hangi fakültesinde profesörlük yapıyor?” diye sorarlardı. Hz. Bediüzzaman’ın huzur ve tezgâhından geçmiş, medresesinde eğitim almış bu kahraman ağabeyimizi bir üniversite hocasına benzetirlerdi. Zira bir hoca, bir profesör edasıyla Nur Risaleleri’ndeki iman ve Kur’ân hakikatlarını, tevhîd ve nübüvvet bahislerini şerh ve izah ederek muhtaç gönüllere âdeta nakşederdi.
Ahmed Feyzi Ağabeyin bir de tevazu ve ihlâs âbidesi olan bir kardeşi vardı; Mehmet Kul. Bu abimiz de ağabeyinin başka bir versiyonu mahiyetinde, farklı bir timsaliydi sanki. Kal’den çok hal ehli tavrıyla aynen ağabeyi gibi haliyle Risale-i Nur’u terennüm eden bir şahsiyetti.
İman ve Kur’ân dâvâsının bu sarsılmaz neferleri, hayatlarının sonlarına kadar Üstad Bediüzzaman ve onun Risaleleri’nin asıl kaynak ve menbaı olan yüce kitabımız Hz. Kur’ân ve Hz. Rasûlullah Efendimiz’in (asm) hayat-ı seniyyelerinden ve mübarek hadislerinden aldıkları ışık, şuâ, aşk, şevk ve gayreti ömürlerinin son nefeslerine kadar sürdürmüşler ve bu yolda, bu uğurda hırz-ı cân etmişlerdir. Rabbim sa’ylerini meşkûr, amellerini makbûl eylesin. Dâr-ı bekâya irtihâl eylemiş olan bütün ağabeylerimizin ruhları şâd olsun!
Uzun yıllardan beri her yıl icra edilen mevlid merasimi Kur’ân-ı Kerîm tilâvetiyle başladı. Bilâhare Risale-i Nurlar’dan bazı bahisler ve Ahmed Feyzi Ağabeyin Afyon Mahkemesi’nde yaptığı muhteşem müdafaası okundu. Bilâhare Hz. Üstad ve talebeleriyle alâkalı hatıralar nakledilerek akabinde yapılan duâ ile mevlid sona erdi. Tekrar ruhları şâd olsun…
NOT VE DUYURU:
Bu vesile ile hatırlatalım: 1996 yılından bu yana -merhum babamın vasiyetleri mucibince- yapılan Eflani Mevlidi bu yıl da yine başta Peygamber Efendimiz (asm) ve Sahabe-i Kiram Efendilerimiz (ra) olmak üzere, Üstadımız Hz. Bediüzzaman ve âhirete göçmüş Nur Talebeleri, bilhassa Eflani Çalışlar (Köyü) Mahallesinden merhum Mustafa Sungur Ağabeyimiz, yakınları ve bütün civarı için 8 Ağustos Pazar günü yapılacaktır.
Bilvesile bütün Nur Talebeleri ve ehl-i iman herkes dâvetlidir.