Hâlbuki, hatta bütün hayvanatın şehadetiyle ve izdivaç eden nebatatın tasdikiyle sabittir ki; izdivacın hikmeti ve gayesi, tenasüldür. Kaza-yı şehvet lezzeti ise, o vazifeyi gördürmek için rahmet tarafından verilen bir ücret-i cüz’iyedir. (Risale-i Nur, Yirmi Beşinci Söz)
Son yıllarda, hatta son onyıllarda, özellikle Türkler arasında yeni bir algı türedi: “Çok çocuk sahibi olmak yerine bir-iki tane olsun, onu maddi/manevi daha iyi yetiştirelim.” Bu algının tehlikesi, saçma sapan bir şekilde –hâşâ– dine maledilmeye çalışılmasıdır.
Bu yazımız, çok çocuk sahibi olmayı “bu devrin şartları” ile bağdaştıramayan ve dinin gerektirdiğinin de bu olduğunu savunan düşünceye cevap mahiyetinde olacaktır. Maddeler hâlinde izah edelim.
1) Nass ile, ayet ile sabittir ki, Allah rızka kefildir. Demek, “Çok çocuk olursa nasıl bakarız?” düşüncesi batıldır.
2) Her çocuk, hayat görüşü ne olursa olsun her ebeveyn için, kendi davası uğrunda yetiştirebileceği +1 nüfustur. Almanya’da Naziler bile bu hakikat ekseninde nüfus artırma kampanyası yaptılarsa, bizim Müslümanlar olarak daha fazlasını yapmamız icap eder.
3) Sahip olunan her bir çocuk, yukarıdaki maddede belirttiğimiz “+1”den ibaret değildir. Bir ailenin nüfusu ne kadar kalabalık olursa, o ailenin aile kültürü o kadar kökleşir ve kalıcı olur. Bu sayede, sonraki nesillere aktarılması da kolaylaşır. Bir çocuğun üzerinde, sadece anne-babasının davranış kalıpları mı daha çok iz bırakır yoksa aynı zamanda bütün büyük kardeşlerinden de gördüğü mü?
4) Çok çocuk, ailelerdeki rollerin daha da netleşmesine yardımcı olur. Kadının anne rolü pekişir, erkeğin baba rolü pekişir. Birbirlerine karşı da pekişir, çocuklarının gözünde de pekişir. Bunun neticesinde, ailedeki manevi hava da daha iyi olacaktır.
5) Birden fazla çocuk sahibi olmak, büyük çocuklara “idare etme kabiliyeti” ve olgunluk katar. Bu kabiliyet ve olgunluk, onlara hayatlarının geri kalan kısmında da faydalı olur.
6) Günümüzün çocuklarının bu kadar ekran bağımlısı olmasının bir sebebi de çevrelerinde oyun oynayabilecek, vakit değerlendirebilecek akran sayılarının azalmış olmasıdır. Bu “azlığın” giderilmesi de, ancak, büyük aile ekseninde fazla çocuğun olmasıyla, deyim yerindeyse her bir ailenin daha fazla çocuk sahibi olmasıyla gerçekleşebilir.
7) Çocuklar, bazı güzel alışkanlıkları, akrabaları içindeki akranlarını taklit ederek daha kolay kazanırlar. Bu alışkanlık namaz alışkanlığı da olabilir, 3 yaşındaki bir çocuğun kendi kuzenlerinin tuvalete girmesini taklit edip tuvalet alışkanlığı kazanması da olabilir. Ve akrabalar içinde, birbirini etkileyen akran çocuk sayısı ne kadar fazla olursa, kazanılan davranışlar da o kadar köklü olur.
8) İslâm davası için çok çocuk sahibi olma motivasyonuyla evlenme düşüncesi, evlilikte küfüvün [denkliğin] gerçekleşmesine de yardımcı olacaktır. Zira, aşkın insana olumsuz etkisini de ya doğmadan öldürecektir ya minimuma indirecektir.
Ey, peygamberin sünnetini –hâşâ– yanlışmış gibi görüp, dinin hükümlerinin bu devirde “az ama nitelikli çocuk(!)” diye değiştiğini zannedip bunu savunanlar... Yukarıda bahsettiğimiz avantajların ve daha fazlasının tamamını nasıl gerçekleştireceksiniz?