"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asıl dava konusu-1

M. Latif SALİHOĞLU
20 Kasım 2024, Çarşamba
Risale-i Nur davasının görüldüğü ilk mahkeme 1935’te Eskişehir’de yapıldı. Sekiz celse devam eden mahkeme, bilindiği gibi kimlik tesbitinden başladı. O esnada Bediüzzaman Said Nursî’ye soruldu “Ne iş yaparsın?” diye…

Talebeleri ve görgü şahitlerinin şehadetiyle, Hz. Bediüzzaman, işaret parmağını ileri doğru uzatarak şu cevabı verir: “İmana hizmet.”

Evet, işte asıl dava konusu budur. Başkası ne tarafa çekerse çeksin, ne tür yalan ve entrika ile zihinleri bulandırmaya çalışırsa çalışsın, Said Nursî ve talebelerinin ana dava konusu bu olmuştur: İman davası…

O tarihten tâ 1985’lere kadar elli sene müddetle devam eden iki bini aşkın mahkemelerde görülen dava, yine “iman ve ahlâk” meselesi olmuştur: Kendi imanını kurtardıktan sonra, başkasının imanına kuvvet verecek şekilde çalışmak, imana muhtaç kimselerin eline Nur Risalelerini vermek ve bilhassa “nesl-i âtî”nin tehlikede olan iman ve ahlâkını kurtarma hizmetinde bulunmak, Bediüzzaman ve talebeleri için hayatlarının en büyük gayesi, hedefi, maksadı olmuştur. 

Hakikî Kur’ân şakirtleri için bu asıl hedef ve temel gaye, dünden bugüne hiç değişmedi. Bundan sonra da değişmez inşaallah.

1935-36 Eskişehir Mahkemesinde olduğu gibi, 1943-44 Denizli Mahkesi, 1948-49 Afyon Mahkemesi ve 1952’de İstanbul’da görülen Gençlik Rehberi mahkemesinde de, Hz. Bediüzzaman ve talebelerinin nazarında ana dava konusu yine şaşmamıştır: İmana hizmet davası, nesillerin iman ve ahlâkını kurtarma meselesi.

Yok tarikattır, yok gizli cemiyettir, yok emniyeti ihlâldır, yok siyasî gayedir diye, türlü iddia ve isnadlarda bulunuldu ise de, hiç birinde tutturamamışlardır. O meselelerle ilgili hiçbir delil bulamamışlardır. O isnadların tamamı boşa çıkarılmış, o iddiaların tamamı suya düşürülmüştür.

Geriye bir tek “iman ve ahlâk davası” kalmıştır.

Zira, asıl mesele budur; temel ihtiyaç da bunadır. Geri kalan bütün meseleler tâlî derecede olup, çoğu kez tuzak veya bahane olarak ileri sürülmüştür. Ne var ki, muarızların bütün çabası suya düşmüş, “hebâenmensura” gitmiştir.

Konferans Risalesi’nde, meselemize ışık tutup aydınlatan harikulâde bir izahat var. O kısmı aynen iktibas ile mütalaa edelim. İzahat şöyledir:

En mühim iş, taklidî imanı tahkikî imana çevirerek imanı kuvvetlendirmektir, imanı takviye etmektir, imanı kurtarmaktır.

Her şeyden ziyade imanın esasatıyla meşgul olmak kat’î bir zaruret ve mübrem bir ihtiyaç, hatta mecburiyet hâline gelmiştir. 

Bu, Türkiye’de böyle olduğu gibi; umum İslâm dünyasında da böyledir.

Evet, temelleri yıpratılmış bir binanın odalarını tamir ve tezyine çalışmak, o binanın yıkılmaması için ne derece bir faide temin edebilir? Köklerinin çürütülmesine çabalanan bir ağacın kurumaması için, dal ve yapraklarını ilâçlayarak tedbir almaya çalışmak, o ağacın hayatına bir faide verebilir mi?

İnsan, saray gibi bir binadır; temelleri, erkân-ı imaniyedir. İnsan, bir şeceredir;   kökü esasat-ı imaniyedir.1 

Evet, asıl davanın nesillerin imanın kurtarmak ve asıl meselenin bilhassa gençlerde hâsıl olan ahlâkî tahribatı tamire çalışmak olduğuna dair Risale-i Nur’da son derece mühim ve dikkat çekici bahisler var. 

Bu seri yazının devamında o bahislere de mümkün mertebe temas ederek, her taraftan bulandırılmaya “asıl dava konusu”nu zihinlerde canlı tutmaya çalışalım inşallah.

Allah, cümlemizi iman ve hidayet dairesi içinde muhafaza ve istihdam eylesin.

Dipnot:

1- Sözler, Konferans.

Okunma Sayısı: 328
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı