Hayat bir şekilde devam ediyor. Hayatın kısalığını, değerini bilmeden geçen ömür, beyhude yaşanmış bir vakitten ibarettir. Hayatı bereketlendiren, ona mana ve değer katan kişilerdir.
İşte o kişiler hep yalnız ve sessiz yaşamışlar. Hep birileri için gecelerini gündüzlerine katmışlar. Onların gülüşü görülmemiş, ağlamaları duyulmamıştır. Asla kendi rahatlarını düşünmemişler. Onlar daima için için yanan, kendisi yanarken etrafına hayat veren kişiler olmuşlar.
Yaşarken etrafı yalnız, öldüğünde insan seli bir cemaatle kabre giren kişiler olmuşlar. İşte bu kişiler, iyilik, adanmışlık ve kutsal davaya baş koymuş cihangirlerdir. Hayatta hiç bir menfaat gözetmeksizin seni sever, hatta kendi hayatlarını senin için feda eden fedailerdir.
Kimdir peki bunlar? Başta ana, bana ve âlimlerdir.
Ana şefkat ve merhamet timsali, kucağında huzur bulduğundur. Baba sıkıştığında güvenle yaslandığın dağ, âlim ise bu cihanda pusulandır.
Hayatta her şeyi elde edebilirsin. Ama bunları elde edememiş isen, iki cihanda yalnız ve biçaresindir.
Çoğu zaman hayat seni öyle meşgul eder ki. Bazen onları unutursun. Hatırlamaz, hatır sormaz, ziyaret etmeye zaman bulamazsın. Ama onların gözü hep kapıda, kulağı zildedir. Bekler dururlar. Hayatlarının en güzel dönemini feda ettikleri senden, üç beş dakikanı onlara ayırmanı, bayramda ellerini öpmeni beklerler.
Hayat bu ya, sen anne ve baba konumuna gelince, ihtiyarlık emarelerini bedeninde hissedince algılamaya başlarsın yaptıklarını. Geçmişinle hesaplaşırsın, yaptıkların ya da yapamadıklarını hatırlarsın, fakat feri kalmamış gözünden yaş dahi gelmez. Çünkü gözünün pınarları çoktan kurumuştur.
Ya da Rabbim hataların için öyle bir tokat vurur ki... Onlar gidince kardeşler birbirin küser. Bazen de bir musibet verir, sarılıp öpmek istersin ama nasip olmaz.
İşte hayatta iken kadir kıymetlerini anlamak... Ömürlerinin sonunda onlara yalnız olmadıklarını göstermek için, gidebiliyor iken gidin ki, çocuklarınız da size öyle yapsın. Yoksa eden bulur. Vefa en güzel derstir. Vesselam.