Cumhurbaşkanı Erdoğan Libya’dan söz ederken “Birkaç tane şehidimiz var” demese, orada da şehit vermeye başladığımızdan hiç haberimiz olmayacaktı.
Çünkü medyada öyle bir haber çıkmadı.
Ama sosyal medyada dikkat çekici ve düşündürücü bilgiler yer aldı. Meselâ şehitlerden birinin ordudan malûm gerekçeyle ihraç edilip sonra geri çağrılarak Libya’ya gönderilen bir albay olduğu ifade ediliyor.
Ve sırf bu sebeple, şehit olduğu haberinin gizlenmeye çalışıldığına dair iddialar var.
Doğruysa önceki örneklere eklenen yeni ve acı bir skandal daha söz konusu demektir.
Malûm, son dönemdeki terör saldırılarında şehit düşenler arasında epeyce KHK’lı asker ve subay da var. Ve sayıları giderek artıyor.
Vicdanları daha da sızlatan bu durumun izahı yapılamayınca, “çare” şehit oldukları haberini sansürlemekte mi görülüyor?!!
Yazık ki ne yazık...
Libya şehitlerinin tartışılması gereken başka farklı cihetleri de var. Bunların başında, bu konunun gündeme gelmesinden beri seslendirilmekte olan “Orada eğitim ve danışmanlık hizmeti vereceğiz, muharip güç göndermeyeceğiz” açıklamaları geliyor.
Eğer öyle idiyse bu şehit haberlerinin izahı ne? Hani muharip güç olmayacaktı?
Demek ki o açıklamalar doğru değildi.
O zaman halk yanıltılıyor demektir.
Böyle birşeyin kabulü mümkün mü?
Bir diğer önemli nokta: Cumhurbaşkanının İdlib’de TSK ile rejim güçleri arasında devam etmekte olan çatışmalar için “Savaş diyebilirim” ifadesini kullandığı bir süreçte Libya’dan gelen şehit haberleri orada da ayrı bir cephe açıldığı anlamına mı geliyor?
Peki, olup bitenler devletin tepesindeki isim tarafından telâffuz edildiği üzere gerçekten “savaş” ise, anayasanın “Savaş ilanı yetkisi Meclise aittir” diyen 92/F maddesini nereye koyacağız? TBMM bu işin neresinde?
Erdoğan konuyla ilgili beyanlarında yine “İstiklâl savaşı veriyoruz” ifadesini kullanıyor. Suriye ve Libya’da devam eden ve tırmanmasında Ankara politikalarının da önemli bir rolü bulunan iç çatışmalara muharip taraf olarak müdahil olmanın istiklâl savaşı vermekle ne alâkası var?
Askerlerimiz ne uğruna şehit oluyor?
Bu sorgulamayı yapalım ki, gidişat daha vahim boyutlara varmadan durdurabilelim.