"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Merhum baba Demirel

Halil USLU
19 Haziran 2015, Cuma
Kendisini devlete ve millete adayan, gemisi, sarayı, han ve hamamı olmayan Ankara Güniz sokakta halkın arasında bir ipotekli evde kalan, gerçek bir beyefendi, büyük devlet adamı Süleyman Demirel Mevlevî tabiriyle Hakka yürüdü.

Çileler, ardı ardına ihtilâller Zincirbozan’lar, dahili ve harici münâfıklar, onu vatana ve millete olan sonsuz hizmetinden durduramadılar. Demokrasi, insan hakları ve hürriyet aşığı bir vatan evlâdı idi. Kendileriyle çok hatıralarım var, o bizleri bilir bizde onu yakinen bilenlerdeniz. Onun evlâdı yoktu, fakat bütün vatan evlâtlarını kendi evlâdı kabul ederdi.

Bir iki hatıramı nakletmek istiyorum: Birincisi; bizlerin mâzide Konya’da Turizm Derneği ve Vakfı olarak deruhte ettiğimiz Mevlânâ ihtifallerine (anma merasimi) her yıl merhume Nazmiye Hanımla gelirlerdi. İhtifalden sonra mutlaka Mevlânâ dergâhına uğrardı. Çokları bilmezdi, bir kendi arabaları bir de polis arabası, sessiz ve derinden, içeri girer Fatihalarını okuduktan sonra Ankara’ya hareket ederlerdi. Bizler de önceden oraya gelir kendilerini beklerdik.

O bizi, biz onu bildikten sonra bir defasında, tam Mevlânâ Türbesi şadırvanın önüne gelince durdu etrafa döndü ve birden “Halil nerdesin” dedi. “Burdayız beyefendi” deyince, yanına çağırdı ve bu arada Nazmiye Hanım’a dönerek “Halil Bey buraları bize anlatacak Nazmiye” dedi. Biz de ilk mukaddemede gecenin saat 24’ünde dedim ki “Muhterem Beyefendi ve Hanımefendi 1960’lı yılların Ocak ayında Hz. Bediüzzaman Said Nursî veda ziyaretlerinde buraya geldiklerinde bu mermer dış kapı girişinde yani bizim bastığımız yerde durur, bir mânâda Hz. Mevlânâ karşılar ve duâlar faslı olur...

Fakat (M. B.) isimli komiserin “kısa kes hoca kısa kes” deyip omuzuna vuruşu var. Hz. Üstad o komisere dönerek “Evlâdım biz kalıcı değil gidiciyiz “der. Şadırvanın yanında duran Feyzi Halıcı Ağabey, “Mahmut görmüyor musun Hoca Efendi Hz. Mevlânâ ile konuşuyor, çek ellerini oradan” diye bağırmasıyla komiser ellerini çeker. “Sultanım biz de buradan başlayalım,” dedim. İkisinin ortasında idim. Birden Nazmiye Hanıma dönerek “İşte Nazmiye, Hoca Efendinin duâ ettiği makam burada, başla duâya” dedi ve içeri girdik. Bir defasında Türbenin içini anlattık, taa Sakal-ı Şerife ve babalarının ayağa kalkma meselesine kadar izah ve anlatım bir saati bulmuştu, çok memnun kalmışlardı ve tebrik ettiler...

Merhum S. Demirel mânevî konuları istismar etmez, dar zeminde her şeyi konuşurdu... 1980 ihtilâlinde “Nurculuktan ve şarktaki yaptığım unutulmaz hizmetlerden” dolayı tutuklandığım Konya 2. Ordu Askerî Cezaevinden tahliye olduktan sonra mahkemem 2. Ordu Malatya’ya taşındı. Bizde o kara kışlarda avukatlarımla oraya katılırdık. Ben kara yolu Ankara üstü gittiğimden her gidişimde o yasaklı dönemde Sn. Demirel’in Ankara Güniz sokaktaki evine mutlaka uğrar ve onun sohbetlerine katılırdım.

Bir defasında onu hiç yalnız bırakmayan vefakâr İstanbul AP Milletvekillerinden aziz kardeşim Sn. Recep Özel Bey ile gittik. Meşhur salonu lebâleb dolu. O anda eski Muş milletvekillerinden merhum Gıyaseddin Emre “bu ihtilâlcilerden af istiyor muyuz veya isteyelim mi?” ifadesini kullandı. Sn. Demirel oturduğu yerden kalktı masadan beyaz kaplı bir küçük kitabı aldı ve dedi ki “Bak burada Hoca Efendi bunlara “Haydut” diyor biz bu haydutlardan ne affı isteyecez ve bizim vatana millete hizmetten başka ne suçumuz var mı? Bu kitabı sana hediye ediyorum oku” dedi ve verdi.

Masaya yanaştım ve baktım saydım. Kitap Hz. Bediüzzaman’ın telif ettiği “İki Mekteb-i Musîbet Şahadetnamesi ve Divan-ı Harb-i Örfi.” Masada 85 adet vardı. Daha sonra Ankara Yeni Asya Büro temsilcimiz eski bürokrat Sn. B. Ergül Bey, Sn. Demirel’e o günlerde 900 adet verdiklerini söylediler. Sn. Demirel’de gelenlere bir ümit ışığı ve çıkış yolu olarak bu eseri veriyordu. 

Şimdi had ve hukuku aşarak merhum Demirel’in gıybetini yapanlar acaba bu kadar hizmeti yapmışlar mı, yapıyorlar mı?

Merhum Demirel’i daha çok arayacağız. Ruhuna binler Fatihalar...

Okunma Sayısı: 4631
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • TAYYAR ÖZER

    26.6.2015 18:57:40

    SN AĞABEYİM., BÖYLE HAKİKATLER ŞİMDİLER GİBİ DİLLENDİRİP BAZI MUHAKEMESİZ İNSANLARIN NAZARINA VERİLMEDİĞİNDEN; O MUHTEREM İNSANA KÜFÜR BİLE EDEBİLİYORLAR. O'NUN AÇTIĞI İ.H.L'DEN MEZUN OLMUŞ BİRÇOK NANKÖR BİLİRİM VE KANIMA DOKUNUR. VESSELAM. C.ALLAH HAKİKATLERİ AHİRET YURDUNDA HERKESİN ÖNÜNE KOYUNCA PİŞMAN OLMAK GEÇ OLACAK VESSELAM.

  • mehmet

    21.6.2015 14:55:58

    Allah rahmet eylesin. atalar boşuna söylememiş besle kargayı oysun gözünü Sayın Demirel bu vatan ve bu milletin ihyası için çalıştı. Ayasofyadan ezanı muhammedi okutturdu. Üstadımızın isteğini bir nebze olsun yerine getirdi. bunu anlamayanlar utansın artık hesap Allah huzurunda...

  • Mustafa Işıldak

    19.6.2015 13:03:19

    Allah rahmet eylesin. Bizler kıymetini bildik. Bilmeyenler düşünmeli! Şimdi Demirel için mükafat zamanıdır.

  • cemal özkaya

    19.6.2015 12:30:50

    deirelin hakkını demirele yeni asyacılardan başka kimse vermez. adamlar hakkımız haram olsun diye yarışa girdiler. halbuki onun oy almak için bile olsa (ben samimi olduğu kanaatindeyim) açtığı imam hatiplerden mezun olup onun açtırdığı kuran kuslarında hafız oldular açtırdığı işyerlerinde çalışıp zengin oldular. bu nasıl bir mason nasıl bir vatan hainiki memlekete sevdayla çalışmış. ben bu vatan hainini hakiki ziyaeddin ölçüsü gereği gerektiği kadar seviyorum.

  • Rüstem Garzanlı

    19.6.2015 11:43:16

    Merhum Süleyman Demirel, Türkiye'nin unutulmaz bir sembolu, memleketin herbir köşesine bıraktığı eserleri ile yad edilen, tarihe damga vuran bir şahsiyet... Merhum Adnan Menderes'in demokrasi davasını günümüze taşıyan bir dâhî... Anadolunun herbir köyüne sağlık hizmetleri, yol, su götüren, parlemontoyu halkın evi, parlementerleri de hizmetkar olarak halkın emrine emade eden, icraatçı bir halk aşığı idi, Milletinin huzuru ve refahı onun iddiali ve sevdası idi... Böylesi bir dâhînin vasfını satırlarla anlatmakla bitmez. Cenab-i Allah taksiratlarını affetsin, kabri pür nur olsun, makamı cenet-ı âlâ olsun. Ruhuna binler fatiha!...

  • HÜSEYİN İLHAN

    19.6.2015 09:34:02

    Memlekete yaptığı hizmetlerden biride İHOkullaıdır.Ancak siyasal islamcılar buraları arka bahçe tutup,istismar ettikleri bir çok hususta olduğu gibi AKINCILAR adınıda bu okullarda anrşistlikleri ile kirletmişlerdir.HİZMET i yapan AP,DEMİREL parsayı toplayan İSTİSMARCI,FİTNEBAŞLARI SİYASAL İSLAMCILAR.Merhumun bu vatan evlatlarını siyasi menfaati için alet etmemesi,sokaklarda kullanmaması ise TAKDİRE ŞAYANDIR.Bunu anlamak için insan ve yaşayan islam mensubu olmak yeter.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı