Körfez bölgesinin her kıyısında semaya uzanan eller göz yaşı ve duâlar vardı. Samimî Allah dostları Mi’rac Gecesinde hep Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (asm) tahattur ve onun mi’racını tefekkür ettiler. Biz de dâvetin ilk gecesinde İzmit “Çamlık Kültür, Eğitim ve Çevre Vakfı” seminer salonunda Hz. Peygamberimizin (asm) semaya Hz. Allah tarafından “uruc-u külli”sini ve umumî seyahatını Âyetler ve Risale-i Nurların ışığında anlattık.

M. 622 yılından 1,5 yıl önce Mekke’den Mescid-i Aksa’ya, ordan da bütün semaya ve imkânat âlemini geçerek Sidretü’l –Müntehaya kurb-u İlâhiye müşerref oluşunu ve İsra Sûresi 1. Âyetini1 ilim dünyası tastik etmektedir. Hz. Bediüzzaman 1911 yıllarında Şamdaki Arapça hutbesinde “.. akıl ve ilim ve fennin hükmettiği istikbalde, elbette bürhan-ı aklîye istinad eden ve bütün hükümlerini akla tesbit ettiren Kur’ân hükmedecek” diyordu. ABD’li bilim adamı Dr. Lijun Wang Princeton Nec Enstisünde Laboratuvarında gerçekleştirdiği yeni deneyde saniyede 300 bin km, ışık hızının bugünkünden 300 katı olduğu ortaya çıkmış ve yapılan bu deneyde kullanılan ışık demeti özel ortama girmeden dışarı çıktığı ifade edilmiştir. Çarpıldığında saniyede 90 milyon km civarı. O vakit yatak nasıl soğuyacak? Âlem-i hikmet ayrı âlem-i kudret ayrıdır. (Bak: Alem Çarşı s. 34 HU) 

Yine bugüne harika bir gelişme de müşriklerin “anlat bakalım bize Mescid-i Aksa’yı Ya Muhammed” dedikleri zaman Hz. Peygamber biraz sıkılır ve zorlanır, çünkü hayatında oraya hiç gitmemişti. İşte o anda bugünkü ilimlerin tasdiki ortaya çıkar. “Naklen yayın” olayı. Perdeler açılır, kâinatta var olan ilim ortaya çıkar ve Hz. Fahr-ı Kâinat Efendimiz (asm) Mescid-i Aksa’yı anlatır. Müşrikler mağlûp, mahcuptur” Evet işte mu’cizeler, işte naklen yayın. Sabahladığımız aziz Çamlık Vakfında hep bunları anlattık.

Ertesi günü Türkiye’nin en görkemli fuarlarından olan Kocaeli 7. Kitap Fuarına katıldık. Orada hem kitaplarımızı imzaladık ve hem de “Risale-i Nurda Hz. Muhammed” (asm) başlıklı konferansımızı Fuar konferans salonunda verdik. 

Özetle: Hz. Peygamberimizin (asm) tek bir elini, bize ayrılan vakit dilimine sığdıramadık. O’nun (asm) çağlara sığmayan bugünlere bakan ve Hz. Bediüzzaman’ın tefsirleriyle müjdeler bahşeden sözleri nasıl bir konferansa sığacak? Umman olan kalbe sığarsa ne büyük bahtiyarlık. 

Hz. Bediüzzaman Mektubatında diyor ki “..Avucunda küçük taşların zikir ve tesbih etmesi, aynı avucunda, küçücük taş ve toprak, düşmana top ve gülle hükmünde onları inhizama sevk etmesi; aynı avucunun parmağıyla Kamer’i iki parça etmesi; ve aynı el, çeşme gibi on parmağından suyun akması ve bir orduya içirmesi; ve aynı el, hastalara ve yaralılara şifa olması, elbette o mübarek el, ne kadar hârika bir mu’cize-i kudret-i İlâhiye olduğunu gösterir..”

Mi’rac Gecesi’nde bizlere kapıları Fuar gününde salonlarını açan ve emeği geçen bütün İzmit ve Kocaeli Yeni Asya camiasına binler teşekkürler. Ayrıca Pazar sabahı Başiskele merkezinde merhum Cemal Ağabey’in vakfiyesinde vasiyeti noktasında “Mektubat” faslı ve devamı için Proflardan çay yapan kardeşlerime kadar ve bize her türlü ihtimamı esirgemeyen fedakâr Nur kahramanlarına binler duâ ve şükranlar. Tekrar haklarını helâl etsinler..

Dipnot: 1- Âyetlerimizi göstermek için, kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya yürüten Allah, Sübhan’dır (bütün noksanlıklardan münezzehtir). Muhakkak ki O, en iyi işiten, en iyi görendir.