Ahilik Teşkilatının özelliğinden bahsetmek istiyorum.
Pabucu dama atılma Âhilikte bir deyimdir. Bu konunun daha iyi anlaşılması için önce Âhilik teşkilatının tarihçesine de bir göz atmakta fayda vardır. Âhilik Teşkilatında bir takım prensipler vardır. Bunların başında ustalığa ilk adım şed kuşanmasıyla atılmış olur.
Fütüvvetnâmelere göre ilk şed kuşanan kişi Hz. Âdem’dir. Bu eserlerde Cebrâil’in, sözünde durması, şeytana uymaması ve ona muhalefet etmesi, dünyaya muhabbet beslememesi, kazâ ve kadere sabretmesinin nişanesi olarak Hz. Âdem’e şed bağladığı, buna “şedd-i vefâ” denildiği kaydedilir. Fütüvvet ehline göre şed Cebrâil vasıtasıyla Hz. Peygamber’in beline sarılmış, o da Hz. Ali’ye bağlamıştır. Hz. Ali, Resûl-i Ekrem’in emriyle sahâbeye, Selmân-ı Fârisî de Hz. Ali’nin emriyle bazı kimselere şed bağlamıştır. Yolda sabit olmanın, teslimiyetin, vefanın sembolü olan şed bağlama geleneği bu şekilde ortaya çıkmıştır.
“Törene bütün nakipler ve ustalar katılır. Önde nakipler ve arkada ustalar olmak üzere iki halka halinde otururlar. Törende müftü ve kadı da yerini alır. Müftü, ticaret ahlâkı ile ilgili ayet ve hadisleri içeren bir konuşma yapar. Bundan sonra ustalığa geçecek olan kalfa, sağında nakip solunda ustası ile odaya girer ve herkesi selamlarlar. Müftünün imama Kuran okuması için işareti ile tören başlar. Kur’an-ı Kerim’den sonra nakip, ayağa kalkıp ustayı yanına çağırır. Ona ahiliğin ahlakı ile ilgili nasihat eder. Bundan sonra usta adayının ustası, usta olacak kalfası hakkında konuşur ve ona hakkını helal eder ancak şunu da ekler:
“Âlimlerin dediklerini, nakiplerin öğütlerini, benim sözlerimi tutmazsan ana, baba, hoca, usta hakkına dikkat etmezsen, halka zulüm edersen, yetim hakkını alırsan ve Allah’ın yasaklarından sakınmazsan hakkım haram olsun.”
Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak, Halktan yana kapısını bağlamak, Hak’tan yana kapısını açmak, Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, Marifet Kapısını açmak, Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak.
Bundan sonra usta, kalfasının beline ustalık peştamalını eliyle sarar. Yeni usta için odadaki herkes dua eder ve o da büyüklerin ellerini öperek törenin son aşamasını gerçekleştirmiş olur. Usta olanlar, isterlerse ve teşkilatın belli şartları gerçekleşirse, şahsına ait bir işyerine sahip olabilirdi.
Osmanlı döneminde, esnaflar sık sık denetlenirdi. Halka kalitesiz mal satan ya da müşterilerini kandıran kişiler ilk başta uyarılır ve para cezasına çarptırılırdı. Aynı hatayı bir kez daha yapan esnafın dükkânı kapatılır ve damına ayakkabı atılırdı. Bu şekilde esnaf halka teşhir edilmiş olurdu.