Son zamanlarda liyakati herkes kendi anlayışına göre yorumluyor. Halbuki liyakatin örneğini ecdat her hâlükârda sosyal hayatta uygulamıştır.
Bugün toplumumuzun özlemini duyduğu hayat; ahlâk güzelliğinin yansıtıldığı hayattır. Topluma ayna olacak olan insanlar bunu yapmak mecburiyetindedirler. Bediüzzaman Hazretleri şöyle diyor: “Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemalâtını ef’alimizle izhar etsek, sair dinlerin tabileri elbette cemaatlerle İslâmiyete girecekler.”1
Devleti yönetme sorumluluğunu üstlenenler veya toplumun örnek kabul ettiği insanlar sorumluluklarını iyi idrak etmesi gerekir. Çünkü; onların hal ve hareketleri halka yansır. Bu nedenledir ki; Akşemseddin, hocası olduğu Fatih’e şöyle bir mektup yazar: “Sen öyle bir camianın ortasında bulunuyorsun ki, senden ne sudur ederse toplumda o görülür.”
Bu mesaj yüklü mektubun sadece Fatih Sultan Mehmed’e yazıldığı düşünülmemelidir. Bundan herkes ve her kademedeki insanlar bu mesajı iyi algılamalıdır. Toplumun örnek kabul ettiği insanların en önemlisi din görevlileridir.
Din görevlileri; her yönü itibariyle mükemmel olmak mecburiyetindedir. Temsil ettiği dini iyi bilecektir. Sosyal hayat davranışlarında model olacaktır.
Kanuni Sultan Süleyman, 1557’de Süleymaniye Camii için “imam aranıyor” ilanı vermiş. Muhteşem Süleyman’ın imamda aradığı özellikler, bugün bile “nerde böyle imamlar” dedirtecek nitelikler taşıyor.
Süleymaniye Vakfiyesi’nde bulunan 1557 yılındaki bir imam ilanı şartları o günün bu konuya ne kadar ehemmiyet verdiğinin bir belgesidir. Bu şarları taşıyan bir imam, elbette o toplumun önderidir. İmamlar; şerefli, fakih, dinin emirlerine sımsıkı bağlı, şeriata göre amel eden, Hâfız-ı Kur’ân, sesi güzel, tecvit kurallarını ve namaza dair fıkhî meseleleri iyi bilen, zarâfet ve nezâket ehli kimseler olup, nöbetleşe beş vakit namazda imamlık görevini yerine getirecekler ve her birine günlük olarak 10 akçe verilecektir.2
Kanuni Sultan Süleyman’ın 1557 yılında tamamladığı Süleymaniye Camiinde görevlendireceği bir imamda aradığı şartlar şunlardır:
1. Yüksek İlimler ve âlet ilimlerini bilecek.
2. Arapça’yı ve Farsça’yı bilecektir. Ayrıca, Latince’yi de bilecek.
3. Diğer dinlerle (Kefere dini) ile dinimiz İslâm’ı mukayeseli olarak bilecek. Kur’an-ı Kerim’i, İncil’i ve Tevrat’ı mukayeseli şekilde bilecek.
4. Bir öğretim standardına kadar fizik ve matematik bilecek.
5. Sesi güzel olacak.
6. Ata binecek, spor yapacak, güzel görünüşlü olacak ve güzel giyinecektir.
7. Evlenmiş olacak, karısı bir tane olacak ve güzel bir kadın olacaktır. (Harama bakmamak için)
8. İlm-i Teşrihi (yani psikolojiyi ve sosyolojiyi) insan ilmini (Anatomiyi) bilecektir.3
Dipnotlar:
1- Nursi, Said; Hutbe-i Şamiye, İstanbul-1993, s.30.
2- Kemal Edip Kürkçüoğlu (Mukaddimeyi ve metni hazırlayan), Süleymaniye Vakfiyesi, Vakıflar Umum Müdürlüğü Neşriyatı, Ankara 1962.s.92.
3- A.g.e, .s.92.