Dünyamız Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin de ifade ettikleri gibi “Büyük bir manevî buhran”1 geçiriyor. Manevî temelleri sarsılan ülkemiz başta olmak üzere sair yerler bu buhran karşısında maneviyattan uzak çözüm arayışlarına girdiklerinde; bu arayışlar yangını âdeta körüklemek hükmüne geçiyor.
Büyük kafaların gaflet içerisinde olması, bir takım şahsî çıkarların devreye girmesi, toplum bütünlüğünü sağlayacak adımların atılamaması ve daha başka sorunlarla birlikte maalesef yangın büyüdükçe büyüyor. İlâhî kanunların bir yansıması olarak manevî yangınlar maddî yangınları, maddî yangınlar da manevî yangınları tetikliyor. Peki, bir yangın durumunda yapılması gerekenler, yangına karşı alınacak önlemler ve yangın sırasında gözetilecek talimatlar nelerdir?
Bu hususlar maddî yangınlar için geçerli olduğu gibi manevî yangınlar için de geçerli. Örneğin eskilerde kamu kurumlarında gördüğümüz “Yangında İlk Kurtarılacak” etiketli evraklar, bilgi ve belge tarzı eşyalar vardı. Sonralarda bu etiketleri az görmeye başlasak da olası bir yangın durumunda hâlâ “Yangında Kurtarma Önceliği Talimatı” adı altında bir talimat mevcut. Bir yangın durumunda ilk olarak can güvenliğini sağlamakla birlikte “Yangında İlk Kurtarılacak” etiketli bu belgeleri kurtarmak bir talimat, bir görev. Aynı şekilde “Yangında İkinci Öncelikle Kurtarılacaklar” ve “Yangında Üçüncü Öncelikle Kurtarılacaklar” adı altında kurtarma önceliği belirtilen belgeler, eşyalar da var. Kamu kurumunun devamlılığı için hayatî öneme sahip bu talimatlara uyulması gerekiyor.
Peki, her biri birer manevî kurum hükmünde olan her insandaki ve manevî kurumlar olan toplumlardaki manevî yangınlarda ilk olarak kurtarılması gereken hususlar hangileri? Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Kur’ân’ın aydınlatması ile asrımızın hususiyetlerini çok iyi analiz ederek hepimizin bildiği şu müthiş ifadeyi nazarlarımıza sunuyor:
“Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum.”2 Nur talebelerinin ise Ümmet-i Muhammediyeyi sahil-i selâmete çıkaran bir sefine-i Rabbaniyenin hademeleri oldukları düşünüldüğünde; “Yangında İlk Kurtarılacak” talimatına uygun olarak müsbet iman hizmetine koşmaları, sarılmaları, imanî hakikatleri topumun her kesimine lütufkârane ulaştırmaları gerekiyor ki inşaallah “…Azîm bir yangına karşı itfaiye vazifesini üzerine alan Risale-i Nur…”3 hükmü tahakkuk edebilsin.
Dipnotlar:
1- Tarihçe-i Hayat, s. 644., 2- A.g.e., s. 644., 3- A.g.e., s. 510.