Mehmet Kutlular ağabeyle Avustralya’da yaşadığım önemli bir hatıramı paylaşmak istedim.
Yanılmıyorsam tarih 2001 yılı Nisan ya da Mayıs aylarıydı. Avustralya Nur Vakfı adına kendisini Avustralya’ya davet etmiştik. Avustralya Ankara Büyükelçiliği vize konusunda sıkıntı çıkarıyor ve vize vermek istemiyordu. Ben de o zaman federal milletvekilinin ofisinde çalışıyordum. Milletvekili o zamanki göçmen bakanına bizzat telefon edip; “Bu vize konusunu çözün” dediğinde bakan da kendisine “Biz değil de Türkiye istihbaratı ‘bu kişi tehlikelidir oraları karıştırır’ diye rapor sunmuş” demiş. Bizim milletvekili de “O kişiye ben kefilim. Davet eden kişi benim görevlim” dediğinde bakan “Tamam o zaman vizeyi vermeleri için talimat veriyorum” demişti.
Mehmet Kutlular ağabey daha sonra Avustralya’ya tevdi ettiler ve burada bir ay gibi bir süre Mesut beyle beraber bizim evimizde kalmışlardı. Her akşam vakfımızda sohbet ederdik. Avustralya’dan dönüşte de umre yapmak istediğini söylüyordu.
Biz umre için çalışmalar yaparken Türkiye’de Kutlular abi “Deprem ilahi ikazdır” dediği için verilen hapis cezası Yargıtay’da tasdik edilince hakkında tutuklama kararı çıktı.
Kendisine “Abi seni göndermeyelim, seni burada tutalım” dediğimde “Hayır arslanım olmaz. Ben kendime ‘kaçtı’ dedirtmem, gider cezamı yatar çekerim” demişti.
Hatta kendisine “Abi umreden sonra teslim olursun” dediğimde sert bir çehreyle başını havaya kaldırarak “Olmaz! ‘Uzatmak için umreye gidiyor’ da dedirtmem. Sen hemen biletlerimizi ayarla biz dönüyoruz” demişti.
O bir dâvâ adamı!
FOTOĞRAF: MURAT SAYAN- YENİ ASYA