Ekonominin arzu edilmeyen krizlere sürüklenmesinin ilk sorumlusu elbette Türkiye’yi idare eden siyasetçilerdir.
Ancak ‘iş dünyası’nın da bunda büyük bir mesuliyeti olduğu inkâr edilemez. Vaktinde ve zamanında siyasetçiler ikaz edilebilmiş olsaydı iş bu noktalara gelir miydi?
Elbette Türkiye’yi idare edenleri ikaz etmek ve yanlışlarına ‘yanlıştır’ demek bazı riskleri de beraberinde getirir. İşi gücü yerinde olan ‘iş insanları’nın işlerinin bozulma riskini göze alıp idarecileri ikaz etmelerini beklemek Türkiye şartlarında pek de mümkün görünmüyor. Büyük çoğunluk, “Bana dokunmayan yılan yürüyüp gitsin” tavrı sergiledi ve sergiliyor.
İş dünyasının umumî anlamda sergilediği bu yanlış tavır, gele gele onların canını da yakmaya başlayınca az da olsa itiraz sesleri yükselmeye başladı. Nitekim bazı iş insanları ekonomik politikaların yanlış olduğunu söyler hale geldi.
İktidarın bir yanlışı da, Türkiye’nin AB üyelik yolundaki yürüyüşünü yavaşlatmak ve hatta tamamen durdurmak oldu. “Bize Ankara kriterleri yeter” anlayışıyla, AB idarecilerinin ikaz ve hatırlatmalarına kulak tıkandı. Oysa ülkemiz AB yolunda ilerlerken ekonomik ve sosyal sıkıntılar bu nispette can yakıcı değildi. Bunu en iyi Türkiye’yi idare edenler bilir.
Neyse ki AB’ye üyeli yolunun açılması icap ettiğini hatırlatan iş insanlarının sesi de yeniden duyulmaya başlandı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu, AB Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski ve AB üye ülkelerinin büyükelçileri ile bir araya gelmiş. Toplantıda konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “AB-Türkiye entegrasyon sürecini samimi ve adil bir şekilde yeniden canlandırmalıyız. Biz bunu sadece pragmatik bir tercih olarak değil, demokratik, rekabetçi ve sürdürülebilir Avrupa vizyonunun elzem bir unsuru olarak görüyoruz. Entegrasyon sürecini canlandırmak, AB ve Türkiye’nin küresel zorlukları daha etkili bir şekilde ele almasını sağlayacaktır. AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin yeşil ve dijital politikaları içerecek şekilde güncellenmesi süreci bir an önce başlatılmalıdır. Bu çağrı, BusinessEurope çatısı altında Avrupa iş dünyasının da ortak mesajıdır” demiş. (ankahaber.net, 11 Aralık 2024)
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın AB üyelik yolunun açılması hakkında; “Biz bunu sadece pragmatik bir tercih olarak değil, demokratik, rekabetçi ve sürdürülebilir Avrupa vizyonunun elzem bir unsuru olarak görüyoruz” demesi önemlidir. Çünkü bir işte sadece ‘menfaat’ etkili olursa oradan iyi neticeler çıkması pek de mümkün olmaz. Samimiyet bu noktada önemlidir.
Son 20 ya da 30 yıldaki gelişmelere bakıldığında Türkiye’nin AB üyelik yolunda ilerlemesinin hem ekonomik, hem de sosyal bakımdan isabetli olduğu her halde daha iyi anlaşılmıştır. O halde ‘akıl için bir olan yol’ tercih edilsin.