Ramazan sohbetleri...
Genelde rahmet ayı olarak isimlendirilen Ramazan, daha çok yardımlaşma ve dayanışma ayı olarak bilinir. Sevgi, saygı, acıma ve vicdan gibi insanî duyguların ortaya çıktığı ve her türlü fenalık ve kötülüklerin yok olduğu ya da bir süre askıya alındığı, müstesna bir ay olarak da değerlendirilebilir.
İbadetler bilhassa da oruç, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarındandır. Beşerin inanç dünyasında, maddî manevî çok mühim bir yeri vardır. Şahsın sosyalleşmesinde, içtimaî ve beşerî münasebetlerinde, ruh dünyasında ve özellikle de ahirete bakan yönüyle, Ramazan ayının, dolayısıyla da orucun fevkalâde bir etkisi vardır.
Ramazan, zengin fakir bütün insanların, oruçla birlikte nefislerin terbiye edilerek hizaya getirildiği, sonu gelmeyen istek ve arzulara gem vurularak, açlığın ne demek olduğunun bizatihi yaşanarak anlaşıldığı bir zaman dilimidir.
Suç oranlarında belirgin bir azalmanın meydana geldiği, insanın en çirkin yönü olan, kin, öfke, nefret, hırs ve intikam gibi duygularının devre dışı bırakılarak, saygı, sevgi, merhamet, yardımlaşma ve hoşgörü gibi, insanı insan yapan hasletlerin neşvünema bulduğu bir aydır.
Peygamber Efendimiz’in (asm) ”Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.” (Buhari) müjdesini verir. İşte Ramazan ayı, oruç tutarak, Reyyan kapısından girmek için ibadet ve takva da derinliğin kazanıldığı manevî bir yükseliştir.