“Şerif! Şerif! Risale-i Nur’u oku! Bediüzzaman’ı oku! Yoksa cahil olarak öleceğiz, cahil olarak ahirete gideceğiz.”
(Cemil Meriç)
İslâm’ın ilk emri “Oku”. Buradan hareketle üzerinde durmak istediğim mesele, Risale-i Nur’un her daim okunmasıdır. Risale-i Nur neden okunmalıdır? Her şeyden önce Risale-i Nur asrın tefsiridir. Kur’ân hakikatlerinin en müşahhas bir şekilde izah edildiği yegâne eserdir. Yazılan diğer kitaplarla mukayese edilemeyecek ölçüde üstün vasıflara haizdir. En belirgin hususiyeti dili ve muhtevasıdır.
Hiç bıkmadan ve sıkılmadan defalarca okunabilen, okunduğunda pür dikkat dinlenen, insana manevî bir haz veren ve kafamızdaki birçok sorunun cevabının verildiği Risale-i Nur’u okuyan biri, Üstad’ın ifadesiyle “Bu Risaleleri bir sene okuyan bu zamanın en mühim âlimi olabilir.”
İmansızlığın kıt’alar dolaştığı şu ahir zamanda, imanımızı korumada Risale-i Nur ne büyük bir nimet.
Ayrıca Risale-i Nur, sâlih ameller olarak davranışlarımızda kat’î değişiklikler meydana getiren yegâne bir eser ve bizleri her türlü kötülüklerden, haramlardan ve fenalıklardan muhafaza eden kutlu bir rehberdir. Bu yüzden Risale-i Nur devamlı ve ara verilmeden ihlâsla ve sadâkatle okunmalıdır.
İşte bu düşüncelerden hareketle, Hasan Feyzi Yüreğil Ağabeyin şiirinden de iham alarak, Risale-i Nurlar’ın okunması halinde, ne olacağı ile alâkalı bir şiir yazmaya çalıştım. Elbette bir şiirle Risale-i Nur’u anlatmak mümkün değildir.
Ancak her okuduğumda içimde fırtınalar koparan, yeni şeyler keşfetmeme sebep olan ve manevî bir feyz ile beni rahatlatan Risale-i Nur, duygularımı harekete geçirdi.
Mısralar dökülüverdi kalemimden ve mâni olamadım yazmaya.
RİSALE-İ NUR
Şükür kavuştuk Nur’a, Nur âleme ziya olacak.
İnsanlığa bir umut, çare Risale-i Nur olacak.
Karanlık da ne ki, güneş doğana kadardır vakti
İmansızlığa karşı Nurlar, bir kurtaran olacak.
Derdim var diyerek üzülüp de dertlenmeyesin.
Derd-i elemine Nurlar sana hep derman olacak.
Kaybolmasın ümidin ümitsizliğe düşme zinhar
Zor gününde Nurlar, sana mihr-i dırahşân olacak
Bıkmışsın hayattan nedir, yaşamaktan muradın?
Sen anlamak mı istersin, Nurlar tercümân olacak.
Dürret-i beyzâ misali aydınlatır bizi Nurlar
Hele bir oku bak, Nur içinde bir dünyan olacak.
Hem ömür kısa, dünya fâni vazgeçme Nurlar’dan
Karanlık gecelerde Nurlar meh-i tâbân olacak.
Uzak kalmayasın sakın bâb-ı feyzinden Nurlar’ın
Bir yol ki gidilmez yalnız rehberin, Kur’ân olacak.
Gaflete düşüp de ayrılma ol Nur-u Hüdâ’dan
Öyle bir Nur ki içinde koca bir umman olacak.
Geceden sabaha aydınlık bir gün görmek istersen
Risale-i Nur oku güneş sana mihmân olacak.
Neûzübillah bir el gelip dokunursa Nurlar’a
Kim seni koruyacak, sana kim derman olacak.
Ye’se düşmeyesin hele Nurlar bir lütuftur bize
Elhak nur-u hakikat gülistân-ı bağ-ı cinân olacak.