Gönlümüz baharı yaşamıyorsa bizim için mevsimler her daim kıştır. Hep kışı yaşadıktan sonra cemrenin havaya, suya, toprağa düşmesi hiçbir şey ifade etmez.
Gönüllerin kırıldığı, vicdanların karardığı, bütün insanî duyguların yok olduğu bir dönemi yaşamak ne büyük bir talihsizlik.
Eskiden görmediğimiz, duymadığımız şeyleri konuşmazdık. Görüp duysak bile söylemeye çekinir utanırdık. Şimdilerde her şeyi biliyor, her şeyi görüyor ve sanki her şeyden anlıyormuş gibi davranır hale geldik. Sözlerimiz lâf-ı güzaf olmaktan öte gitmiyor artık.
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” diyor ya Efendimiz (asm), bırakın komşumuzu en yakınlarımızı bile unuttuk çoktandır. Kendimizi düşünmekten, başkalarını düşünmez hale geldik.
Acıma duygumuzu kaybettik. Derdi olanın dermanına çare olamadık. Gariplerin feryatları arşa yükseldi de biz o feryatları duymaz olduk. Kendi ölümüze ağlamaktan unuttuk başkalarının ölüsüne ağlamayı. Unuttuk başkalarının acısını paylaşmayı. Dertleriyle dertlenmeyi.
İşte böylesine mevsimlerin kış olduğu, cemrenin havayı, suyu, toprağı ve dahi gönülleri ısıtamadığı, feryatların arşa yükselip de vicdanların karardığı bir dönemde, Yeni Asya Gazetesi her daim şeh-bâl gibi açarak ısıttı gönüllerimizi, kimsesizlerin kimsesi, mazlumların sesi, çaresizlerin çaresi, garip ve gurebânın umudu oldu.
Adaletin unutulduğu, hukukun göz ardı edildiği, demokrasinin askıya alındığı dönemlerde, korkmadan ve en yüksek perdeden her zaman “adalet, demokrasi ve hukuk” diye haykırdı. Din, dil, ırk ve renk ayrımı yapmadan haksızlığa uğrayan herkesin sesi soluğu oldu.
Halkın istek arzu ve beklentilerini, hiçbir kurum kuruluş veya kişilerin etkisi altında kalmadan dile getirmeyi kendisine vazife telâkki etti. Yanlışlar söz konusu olduğunda asla sessiz kalmadı. Yöneticileri ikaz etmeyi ihmal etmedi. Başkalarının yaptığı gibi sadece eleştirmekle kalmadı. Aynı zamanda Kur’ân hakikatleri çerçevesinde, çözüm yollarını ve yapılması gerekenleri de hiç çekinmeden söyledi.
Elli iki yıldır çizgisini hiç bozmadan istikrarlı bir şekilde yayın hayatını sürdürdü. Hak ve Hakikati dile getirmekten asla çekinmedi. Menfaat ve çıkar uğruna hiçbir taraf ve ideolojinin borazanlığını yapmadı.
Yayın ilkelerinden asla taviz vermedi. Baskılara karşı boyun eğmediği gibi, hakikat noktasında söylenmesi gereken ne varsa korkmadan ve çekinmeden hep söylemeye çalıştı.
Yayınlarını zamana ve döneme göre değil, sorumlu gazetecilik anlayışına göre sürdürdü. Hiçbir gücü, kurum ve kuruluşu ve bilhassa devleti arkasına alarak yayın yapmadı. İşte bundan sebep, Yeni Asya Gazetesi elli iki yıldır yayın hayatını başarıyla sürdürdü.
Yeni Asya Gazetesi, gönüllerimize cemre misali düşerek bize hiç kışı yaşatmadı. Elli iki yıldır mevsimler bizim için hep bahar oldu. Arkasında vefakâr yüzbinlerce gönül dostları ile birlikte daha nice yıllara İnşaallah…