"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî, İslâm’ın sevgisini Müslümanların kalplerine yerleştirdi

18 Ocak 2019, Cuma
*Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Fatıma Abdullah Azzam, şehit Abdullah Azzam’ın kızıyım. Babam okuduğumuz okullarda öğretilmeyen Kudüs ve Filistin sevgisini ve Osmanlılara muhabbeti bize öğretmişti. Okullarda Osmanlı yönetiminin ‘hasta adam’ olup Ortadoğu’yu bozduğu gösterilirken, babam bize bu okutulan tarih bilgisinin yanlış olduğunu, Osmanlı yönetimin, İslâm’ı ve şeriatı koruyan İslâm’ın hilâfet yönetimi olduğunu anlatmıştı.

*Sempozyum hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Evvelâ Filistin dâvâsıyla alâkalı böylesi sempozyum ve konferansların düzenlenmesine vesile olan ve ev sahipliği yapan, Filistin dâvâsına sahip çıkan ve onu savunan Türkiye halkına ve hükümetine şükranlarımı takdim ederim.

Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nin düzenlediği bu sempozyum, Türkiye’nin umumî olarak bütün Müslümanların, özelde Kudüs ve Filistin’e sahip çıktığının ispatı ve semeresidir.

Ben bu sempozyuma İslâm Âlimler Birliği üyesi ve Filistinin ülke haricindeki âlimler heyeti üyesi, ayrıca Uluslararası Kudüs ve Filistin Kurtuluş Birliği üyesi olarak katılmaktayım. Ben sadece bu saydığım kuruluşların temsilcisi olarak değil, Kudüs ve Filistin’i savunmanın bütün erkek ve kadın Müslümanların görevi olduğunu bildiğim için katılmaktayım. Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ne teşekkür ederken, bütün Müslümanların bu meseleye sahip çıkmalarının onların görevi olduğunu ifade etmek isterim.

Geçmişte Sultan 2. Abdülhamid, Filistin ve Kudüs’ü bütün Müslümanların vakfiyesi olarak kabul etmiş ve ona sahip çıkmıştır. Türkiye’deki İlmî ve Hayır Kurumları’nın gayretleri, Abdülhamid’in o zamanlarda Filistin için yaptıklarını tamamlamaktadır. Bu hayırlı işleri yapanlar Osmanlıların torunları olduklarını göstermiş olmaktadırlar.

Fatıma Abdullah Azzam

Anneler, Kudüs ve Filistin ile alâkalı bilgileri bilmeleri gerekir ki, çocuklarına bunları anlatabilsinler. Bütün Müslümanlar da, bu dâvâya sahip çıkmaları için bu hususta bilgi sahibi olmaları lâzımdır.

*Bediüzzaman Said Nursî’yi ve eserlerini duymuş muydunuz?

Said Nursî, İslâmın sevgisini Müslümanların kalplerine yerleştirmede, birbirleriyle ittihad etmelerinde, İslâm ve Müslümanları ilgilendiren meselelerde Kudüs ve Filistin meselesinde mühim ve bariz rol oynamıştır.

Allah, bütün Müslümanlara sahip çıkan bu ülkeye, halkına ve yöneticilerine iyilik ve bereket ihsan etsin. Hepimizi Peygamberimizin (asm) Kevser Havuzu başında buluştursun İnşallah.

- Teşekkür ederiz.

- Ben de teşekkür ederim.

Bediüzzaman Said Nursî, İslâm davasına dikkatleri çeken büyük bir İslam âlimi

*Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Ben Hasan El-Alemî. Fas / Kuneytra Bintukıyl Üniversitesi’nde Hadis ve İslâmî Fikirler öğretimi üyesiyim. Ayrıca İlmî, İslâmî araştırmalar yapan Batı-İslâm Enstitüsü Müdürüyüm. Bizim Enstitü olarak Hadis, İslâm kültür mirasının günümüze aktarımı, İslâmî fikir ve akide ekolleri ile alâkalı telif edilmiş eserlerimiz vardır.

*Sempozyum hakkında görüşleriniz nelerdir?

Fas / Kuneytra Bintukıyl Üniversitesinde Hadis ve İslâmî Fikirler öğretim üyesi Hasan El-Alemî

Sempozyumun konusu olan Osmanlı döneminde Kudüs’te ilmî hayatın, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başşehri ilân ederek Büyükelçiliğini oraya taşımasından sonra, orada Yahudî saldırganlığının arttığı bir süreçte gündeme getirilmesi çok mühimdir. Osmanlı yönetimi, Mekke ve Medine’den sonra İslâm’ın üçüncü bir şehri olan Kudüs’e çok ihtimam göstermiş, oradaki ilmî hayatı desteklemiş ve canlandırmıştır. Bu gerçeğin İslâm Âlemi tarafından iyi bilinmesi lâzımdır. Müslümanlar, bu mukaddes şehre, oradaki ilim ve âlimlerine ayrı değer veren ve onları teşvik eden Yavuz Sultan Selim’den Sultan 2. Abdülhamid’e kadar Osmanlı hükümdarlarının yer aldığı tarihî süreci iyi araştırıp incelemeleri gerekir. Allah’ın izniyle Bu gibi çalışmalarla bu kültürün ihya edilmesiyle, Kudüs’e eski şerefli konumu iade edilmiş olacaktır.

*Bediüzzaman Said Nursî’yi tanıyor musunuz? Bediüzzaman ittihad-ı İslâm’a çok önem vermiştir. Size göre günümüzde Müslümanlar arasında İttihad-ı İslâm yeterli mi? Kudüs meselesinin “İttihad-ı İslâm”a nasıl bir katkısı olabilir?

Allah, İslâm birliğini Abbasîlerden sonra Selçuklular eliyle sağlamıştır. Onlardan sonra bu bayrağı Ertuğrul ve Osman Gazi’nin kurduğu Osmanlı Devleti ve yönetimi devralmıştır. Sultan Abdülhamid, İstanbul’dan Medine-i Münevvere’ye kadar bir demiryolu tesis etmiştir. Bununla Müslümanları birbirine bağlamak istemiştir. Osmanlılar İslâm beldelerini ve birliğini çok önemsediler. Sultan Abdülhamid bu birlik için çok çalışmıştır. Kurnaz Yahudi Theodor Herzl Abdülhamid’ten Filistin toprağını satın almak istediğinde Sultan ona, “Parça parça olacağımı bilsem bile, size Filistin’den bir karış toprak vermeyeceğim” demiştir.

Osmanlı hilâfeti, İngilizlerin fitne–fesat oyunlarıyla Arap kabilelerini kışkırtmasıyla, güya topraklarını geri almak için Osmanlılarla savaşmalarından sonra sona erdi. Osmanlı topraklarının sömürgeci devletler tarafından paylaşılmasından sonra, yaptıkları yanlış hareketleri sebebiyle Araplar rahat edemediler. Osmanlı zamanındaki birlik günümüzde tahakkuk etmedikçe Müslümanlar rahat edemezler. Hz. Peygamber (asm) “Bana batı ve doğusuyla yeryüzü gösterildi. İslâm’ın hâkimiyeti yeryüzünü kaplayacaktır” buyurmaktadır. Müslümanların helâkı ve hâkimiyetlerinin sonra ermesi, birbirlerini helâk etmeleriyle olacağını ifade etmiştir. Osmanlı topraklarını taksim edenler, onların birliğini yok ettiler.

Günümüzde Müslümanların problemi dışarıda; Yahudî ve Hıristiyanlarda değildir. Onların problemi içerdedir. Kendi içlerindedir. Onlar, yani Müslümanlar, birbirleriyle mücadele halindedirler. Günümüzde Müslümanlar, yedi iklime hâkim olan Osmanlılardaki İslâm birliğini tesis etmeleri lâzımdır.

Bediüzzaman Said Nursî’ye gelince, onun İslâm dâvâsına dikkatleri çeken büyük bir İslâm âlimi ve mütefekkiri olduğunu biliyorum. 

Said Nursî mücahit bir âlimdir. 1. Dünya Savaşı’na katılmış İslâma ve Müslümanlara değerli hizmetlerde bulunmuştur. “İşaratül-İcaz” tefsirini telif etmiştir. Kur’ân ilimleriyle meşgul olmuş, İslâm Birliği’ne dâvet etmiştir. 

Allah’tan Türkiye’yi muhafaza etmesini, Abdülhamid’in yaptığı gibi, Kudüs dâvâsına ve Müslümanlara sahip çıkıp hizmet etmesini diliyoruz.

- Teşekkür ederiz.

- Ben de teşekkür ederim.

Onun hakiki bir İslam birliğine çağrı yaptığını biliyoruz 

*Kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Dr. Merven Muhammet Ebu Ras. Filistin Yasama Meclisi Üyesiyim. Ayrıca Filistin / Gazze Âlimler Rabıtası reisiyim.

*Sempozyum hakkında ne söylemek istersiniz?

Bu sempozyum birçok sebepten mühimdir. Bir sebep, Osmanlıların Filistin ve Kudüs’e ayrı bir önem atfettiklerini, oraların bir karış toprağından vazgeçmediklerini, diğer bir sebep, oraların o dönemde nasıl bir ilmî kalkınma süreci yaşadığını hatıra getiriyor.

Filistin Yasama Meclisi Üyesi Dr. Merven Muhammet Ebu Ras

Bu sempozyumun müzakereleri sonunda, uygulamaya yönelik kararların çıkmasını ümit ediyoruz. Oralara Osmanlı dönemindeki şeref ve saygınlığın tekrar geri gelmesini temenni ediyoruz. Benim mevzu ile alâkalı tekliflerim olacaktır.

*Günümüzde İslâm Âlemindeki İttihad-ı İslâm yeterli midir? Bediüzzaman Said Nursî’yi tanıyor musunuz? Onun eserlerini okudunuz mu? Zira Bediüzzaman’da İttihad-ı İslâma çok önem veriyor. Kudüs meselesi İttihad-ı İslâm’da nasıl bir rol oynar?

Hakikatte Müslümanların birlik içinde olmaları gerekir. Müdahalecilerin bir toprak parçasını ele geçirip, onu hâkimiyetlerine dahil etmelerine müsaade etmemeleri lâzımdır.

Kur’ân’da ve Hadisi şeriflerde Müslümanın Müslümanın kardeşi olduğu, onlar bir binanın omuz omuza vermiş briketleri gibi oldukları vurgulanır. Kudüs işgal edilmişse bu durum Müslümanların birleşerek onu işgalcilerden kurtarmaları gereğini ortaya koyar. Ancak Müslümanların içinde bulundukları durum birlikten çok uzaktadır. Dağınık bulunmaktadırlar. Hatta bazı İslâm devletleri işgalcilerle iş biriliği yapmakta, diğer bazıları Kudüs’ün İsrail’in Başşehri yapılmasını onaylamakta, hatta orada sefaret açmaya yönelmektedir. Bu da büyük bir cinayet sayılır.

İnşallah Müslümanların bu dağınıklığı ve ayrılığı sona erer, Türkiye’de bu işe öncülük eder.

Bediüzzaman hakkında bizim ayrıntılı bilgimiz yoktur. Onun hakkında özet bir bilgimiz vardır. Onun hakikî bir İslâm Birliği’ne çağrı yaptığını biliyoruz. Bir çok âlim, İslâm birliğine dâvet etmiştir. Hasan El-Benna, Said Nursî gibi şahsiyetler İslâm Birliği’ne çağrı yapmışlardır. Ancak bu birlik işi, umumî bir mutabakat ve irade gerektirir. Ne yazık ki bu irade şimdiki İslâm Âlemi’nde mevcut değildir. Ancak iradeler birleşip Müslümanlar birlik oldukları zaman, bunu yeryüzündeki hiçbir kuvvet, onu yenemeyecektir.

- Teşekkür ederiz.

- Ben de teşekkür ederim.

SON

Röportaj: Erhan Akkaya

Tercüme: İbrahim Ersoylu

Fotoğraflar: ERHAN AKKAYA - Yeni Asya

 

Okunma Sayısı: 2397
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı