Üstad hazretleri İktisad Risalesini 1935’de Eskişehir’de yazmıştır. Eski Döneme Eserleri’nde, bu milleti iktisada alıştırmak için yazdığını söylüyor. Aslında o zamanlarda da bolluk yok ama asıl gelecek olan İkinci Dünya Savaşııyla dolayısıyla “Nev-i beşer ve herkes iktisada mecbur olmasıyla”1 diyor.
İkinci Dünya Savaşıyla iktisada mecbur kalan insanlık bugün de hastalık ve savaşlar hedeniyle yeniden iktisada mecbur kalacak gibi. Artık Avrupa’nın en zengin ülkeleri dahi israfı engelemeye dönük önlemler aldığını duyuyoruz. Biz insanlar nimetler içindeki iken iktisada riayet edemiyoruz. Ancak mecbur kalınca. Bir şekilde kendimizi iktisada alıştırmalıyız ki, rahat edelim. Üsdad hazretleri israfın zararları ile ilgili şunları söylüyor: “Medeniyeti inkiraza sevkeden ve ihtiyarlatmakta olan sefahat ve israfat ve maişetteki müthiş musavatsızlıktır.” 2
Evet bugün dünya genelinde yaygın olan israfla beraber gelir dağılımındaki eşitsizlikte ciddi bir problem olarak insanlığın önünde duruyor. Ülkemize baktığımızda Türkiye İsrafı Önleme Vakfının yıllık raporuna göre Türkiye mili gelirinin % 15’ini israf ediyormuş. 3 Bu durum karşısında bütün alanlarda ve bütün insanlık için iktisad şart olmuştur. Dünyanın kurtuluşu sulhu bu ilahi emre riayete bağlı diyebiliriz. Hususan müslüman olarak bizler. İktisada kat ‘ı emir ve israftan kesin yasaklamaya öncelikle riayet edip örnek olmalıyız. Hususan Nur Talebelerine bu konuda büyük vazifeler düşmekte. Çünkü bizim yaşayan bir örneğimiz var. Mesela Üstad hazretleri yemeklerden daha kolay olan giyim konusunda örnek alabiliyor muyuz? Hangimiz mustağmel bir palto aldık. Ya da yırtılana kadar giydik. Dahası bir geçmiş olmasına rağmen hiç giymediğimiz ayakkabı, gömlek elbiseler var mı? Hangisini giysem, hangisini taksam gibi sorular bizi nakadar meşkul ediyor? Üstadın dünya kazuratından temizlenme zamanı gelmedi mi dediği gibi ben de önce kendime soruyorum bu israf kazuratından temizlenme zamanımız gelmedi mi?
Mesela o bu konu şunu söylüyor: “Şu üstümdeki sakoyu, yedi sene evvel eski olarak almıştım. Beş senedir elbise, çakaşır, papuç, çorap için dört buçuk lira ile idare ettim. Bereket, iktisad ve Rahmet-i İlahiye bana kafi geldi” 4 O kaşığını dahi tamir ettirirken biz aman şukar yıl kullandık deyipte neleri çöpe attık. Yemeklerde Üstad bir kuruştan on kuruşa çıkmayı yani yumurta yerine baklavayı tercih etmeyi “Ne kadar manasız ve zararlı bir israf” derken biz ne kadar yaptık. Yemeklerde daha tavuk yeme makamına çıkmadan kuzulara mı göz koyduk? Muhasebe zamanı. Üstad hazretleri Kastamonu Lahikasındaki bir mektubunda bu konu ile bağlantılı olarak, “endişeli bir suaele” verdiği cevapta riyazeti diniyeye (az gıda almak suretiyle nefsi terbiye etmek) riayetten bahsediyor. Ahir zamanda açlıkğın ehemmiyetlibir rol oynayacağını bu durumda Nur talebilerine şu tavsiyede bulunuyor: “Ehl-i iman, ehl-i hakikat hususan Risale-i Nur talebelerinin vazifesi, bu musibetli açlığı, Ramazan riyazeti diniyesinin tarzındaki açlık gibi vesile-i iltica ve nedamet ve teslimiyet yapmaya çalışmaktır.” 5
Dipnotlar:
1- Bediüzzüman Said Nursi, Lem’alar, 25
2- Eski Said Dönemi Eserleri, 37
3- A.A, 13 Haziran 2022
4- Mektubat, 70
5- Kastamonu Lahikası, 104